Bazı insanlar vardır ki doğduğu zamana ait değildir. Çağların ötesinde yaşarlar. Onlar ışık olur çevresini aydınlatırlar. Bu nedenle sizler için Hz. Ebubekir (r.a.) insanoğlunu aydınlatacak bazı nasihat sözleri sizler için derledik. Bu çalışmamız da ki amaç, toplumda ortaya çıkan bozulmanın durulması adına, ‘bir damla’ olabilmektir. Umarım faydalı bir bilgi olmuştur sizler için…
Hz. Ebubekir (r.a.): İslamın ilk halifesidir. Aşere-i Mübeşşere’dendir. Hz. Muhammed’e bağlılığı ve teslimiyetinden “Sıddık” ünvanını almıştır. 634 yılında vefat etmiştir.
Hz. Ebubekir (r.a.)’den Öğütler
Allah’a hamd ve senadan sonra:
Yüce Allah, ancak kendi rızası için yapılan amelleri kabul eder. Amelleriniz, Allah rızası için olmalıdır. Biliniz ki sizi kurtaracak şey, ihlâsla istediğiniz amellerdir. Baki olan ahiretinizde muhtaç olacağınız, fani günlerinizde hazırladığınız ibadetlerle taatlerdir. Allah’a olan itaatiniz, hatalarınızı düzeltmekten ve üzerinize yüklenmiş borç ve görevleri önceden yerine getirmekten ibarettir.
Ey Allah’ın kullan!
Aranızdan ölenlerin, kendinizden önce geçip gidenlerin hallerinden ibret alınız! Zalim ve cebbarlar, savaşlarda galebe çalan ve şöhret kazanmış yiğitler nerede? Zaman onları, hakir ve zelil etti. Artık onların kemikleri çürümüştür. Onlar kötü amelleri ile kendileri için hatıralar bıraktılar. Yeryüzünü imar eden hükümdarlar nerede?
Onlar, bizden uzaklaştılar. Adlan ve şanları unutuldu. Onlar, sanki yaşamamış gibiler. Biliniz ki, Allah, onların üzerinde talep edilebilecek ve sorumlu tutulacak haklar bırakmış, onlardan şehvet ve arzulan kesmiştir. Onlar, kendileri geçip gitseler de, amelleri arkalannda bakidir. Dünya ve servetleri de başkalarının elindedir. Biz, onların halefleri olarak dünyada yaşamaktayız. Eğer onlardan ibret alarak hayırlı işlerde bulunursak, kurtulur, kendimizi beğenir ve mağrur olursak; onlar gibi oluruz. Onlar toprağa döndüler, onların aşın hareketleri kendileri için hüsran olmuştur. Şehirler inşa ederek, etrafım surlarla çeviren, o şehirlerde acayip eserler bırakanlar nerede? Onlar bu eserleri arkadan gelenlere bıraktılar. İşte onlann konak yerleri üst olmuş, kendileri kabirlerin karanlıklarında kalmışlardır.
Hamd Allah’a mahsustur. Ona hamd eder, ondan yardım diler, ona istiğfar eder, ona iman eder ve ona şükrederim. Allah’tan hidayet talep eder, dalâlet ve helâktan, şüphe ve basiretsizlikten ona sığınınm. Allah’ın hidayet nasip ettiği kimse, doğru yolu bulmuştur. Onun dalâlette bıraktığı kimse için dost ve nasihat edici bulamazsın. Allah’ın bir olduğu ve ortağı (şeriki) bulunmadığına şahadet ederim. Mülk onun, hamd onundur. Diriltir ve öldürür. O, diridir; ölmez. Dilediğini yüceltir, dilediğini zelil kılar. Hayır ondadır. O, her şeye kadirdir. Muhammed’in (s.a.v) onun kulu ve elçisi bulunduğuna şahadet ederim. Onu hidayet ve hak dine, müşrikler hoş karşılamasa da, tüm dinlerde üstün kılmak ve bütün insanlara Rahmet ve hüccet olmak üzere gönderdi, insanlar o vakit, cahiliyyet karanlıkları içinde kötü bir durumda idiler. Dinleri bid’at, iddiaları yalandı. Allah bu dini, Muhammed (s.a.v) ile aziz’ kıldı.
Ey Mü’minler!
Allah sizin kalplerinizi birleştirdi. Onun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. “Siz ateşten bir çukur kenarında idiniz de, sizi oradan kurtardı. İşte Allah ayetlerini böyle açıklar ki, doğru yolu bulasınız.” Allah ve Resûlüne itaat ediniz. Zira, Allahu Teâlâ şöyle buyurur: “Kim Resule itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Tüz çevirene gelince, seni onların başına bekçi göndermedik.”
Şimdi ey insanlar!
Ben her işte ve her durumda Yüce Allah’tan sakınmanızı; hoşunuza gitse de, gitmese de, Hakk’a sarılmanızı tavsiye ederim. Yalan söyleyen, doğru yoldan sapmış olur. Bö-bürlenmekten sakınınız. Topraktan yaratılan ve tekrar toprağa dönecek olan insanın böbürlenmesi neye? O bu gün diridir, yarınsa ölü. Amel işleyiniz. Kendini/i mevta savınız. Size karmaşık gelen şey hakkındaki bilgiyi Allah’a havale ediniz. Kendiniz için önden hayır gönderiniz ki, onu hazır bulasınız. Yüce Allah, şöyle buyurur: “Herkesin iyilik olarak yaptıklarını da kötülük olarak yap* tıklarını da karşısında hazır bulacağı günde insan isteyecek ki, kötülükleri ile kendisi arasında uzun bir mesafe bulunsun. Allah kendisine karşı gelmekten sizi sakındırıyor, Allah kullarına çok şefkatlidir.”
Ey Allah’ın kullan!
Allah’tan korkunuz ve sizden öncekilerin hallerinden ders alınız! Şüphesiz Allah’a kavuşacak, küçük büyük amellerinizin karşılığını göreceksiniz! Ancak Allah’ın mağfiret ettikleri müstesna ki Allah, affedicidir ve merhametlidir. Kendinize aman dikkat ediniz! Ancak, Allah’tan yardım talep edilir. Güç ve kuvvet, ancak Allah’tandır. “Allah’ın melekleri, Peygambere çok sala vat getirirler. Ey müminler, siz de ona salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.”
Allah’ım! Kulun ve resulün Muhammedi, yaratıklarınından herhangi birine rahmet ettiğinden daha fazla rahmet et! Ona salavat getirmekle bizi tezkiye et! Bizi, ona kavuştur! Bizi, onun havzında hazır bulundur. Allah’ım, taatin konusunda bize yardım et! Düşmanlarına karşı bize yardımcı ol!
İsmail Mutlu; Dört Halife, Ahlâk vc Faziletleri
s. 186-187- 188, Mutlu Yay., İst. 1993.
