Dursun Ali Erzincanlı Hz Vahşi Sözleri

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Affetmek büyüklüğün şanındandır
Ve Allah en büyüktür
Her insanın içinde hakka ve hakikate mızrak atan bir vahşi vardır
Kimi o vahşiyi Allah’ın kelamıyla tanıştırır
Ve ölene dek nur nebinin nazarlarının hasretiyle yaşar
Fahr-i kainat efendimizin en acılı günlerinden biri
Hiç kuşkusuz “Uhud Savaşı” günüydü
Birçok ashabı ile beraber çok sevdiği amcası Hz. Hamza o gün şehit olmuştu
Hem de ne Şehit! Uzuvları kesilmiş, ciğerleri çıkarılmış bir şehit
Efendimiz (s.a.v) o gün öyle bir acı yaşamıştı ki
Ne zaman uhud gününü ansa
“O gün ölmek için güzel bir gündü” buyururdu
Uhud savaşı bitmiş herkes evine dönmüştü
Efendimiz (s.a.v) Medine’ye girdiği zaman her yerden feryatlar yükseliyordu
Her eve ateş düşmüştü
Efendimiz (s.a.v) Hz. Hamza’nın evine gelince
Hıçkırıklarla ağlamaya başladı ve şöyle buyurdu
“Her şehidin ağlayanı var ama benim amcamın hiç ağlayanı yok ”
Rasulullah’ın ağlamasını ve bu sözlerini duyan sahabe
Kendi şehitlerine ağlamayı bırakıp Hz. Hamza’nın evine koştular
Ve Rasulullah’ın (s.a.v) acısını paylaştılar
işte bugünün, bu acının mimarlarından biri de Hz. vahşi’ydi
O uhud’a gelirken köleydi
Efendisi eğer Hamza’yı öldürürse onu kölelikten azad edecekti
Ve servete boğacaktı
Hz vahşi mızrağını hürriyet ve dünya malının dışında
Nelere mal olacağını bilmeden fırlattı
Mızrak Hz. Hamza’ya şehitlerin efendiliğini sunmuştu
Hz Vahşi’ye ise ömür boyu sürecek pişmanlığı
Hz Hamza’nın şehadetinden sonra Vahşi bin Harb Mekke’ye döndü
Mekke’nin fethinden sonra Taif’e kaçtı
Fakat Taifliler de İslam’a girmek için
Rasulullah’ın(s.a.v) yanına gidiyorlardı
Vahşi sonunda kaçacak bir yerinin olmadığını düşündü
çünkü nereye sığınsa İslam peşinden gidiyordu
Adeta amcasını öldürdüğü Hz. Muhammed (s.a.v) kendisini takip ediyordu
Ve birgün bir haber aldı Vahşi
Rasulullah (s.a.v) kendisini İslam’a davet ediyordu
Bu davet olabilecek bir şey değildi
Çünkü Peygamberin(s.a.v) öz amcasını
Sadık dostunu hunharca katletmişt
Affedilmesi mümkün değildi.
Yoksa Peygamber kan davası güttüğü için mi böyle bir davet yaptı
Vahşi’yi yakalayıp öldürmek için mi
Fakat Hz. Peygamber(s.a.v) Hiçbir zaman yalan söylememiştir
Hz Vahşi bu duydular içerisinde Efendimize bir mektup gönderir
“Ya Muhammed!
Beni nasıl Müsülman olmaya çağırıyorsun ?
Sen demiyor musun ki Allaha şirk koşanlar
Allahın muhterem kıldığı bir canı haksız yere öldürenler
Zina edenler günahlarının cezasını çekecekler
Kıyamette o büyük duruşma gününde
Cezaları katmerli olacak, azap ve zillet içinde ebedi kalacaklardır
Halbuki ben bunların hepsini yaptım
Benim gibi birisi kurtulabilir mi
Gelen bu mektup üzerine
Allah’u teala Peygamber efendimize Furkan suresi 70. ayeti inzal buyurdu
“Ancak şu var ki dönüş yapıp iman edenler
Güzel ve salih amel işleyenler bundan müstesnadır.
Allahı onların kötülüklerini iyiliklere
Günahlarını sevaplara çevirir
Çünkü Allah Gafurdur Rahimdir.”
Fahr-i Kainat Efendimiz vakit kaybetmeden
bu ayeti cevap olarak yazar ve Vahşi’ye gönderir.
Kısa bir süre sonra Hazreti vahşiden bir mektup daha gelir
“Allah bir kulunun tereddütleri karşısında Peygamberine ayetler gönderir
Hidayet bulması için o kulunun tereddütlerini ortadan kaldırıyor”
Hazreti Vahşi mektubunda şöyle der
“Ya Muhammed! Dönüş yapıp iman etme
Güzel ve makbul işler işleme çok çetin bir şarttır
Bana kalırsa ben bu işin altından kalkamam”
Vahşinin bu mazereti karşısında
Efendimize Nisa suretinin 48. ayeti nazil olur
“Şurası muhakkak ki Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez
Ama bunun dışında ki diğer günahları dilediği kimse hakkında affeder”
İnan bu ayetlerle Allah peygamberi aracılığıyla bir kuluyla
Daha doğrusu kullarıyla konuşuyor
Peygamber efendimiz kendisine vahyolunan bu ayeti de yazar ve haber gönderir
Vahşi gelen bu habere yine mektupla cevap verir
“Ya Muhammed ! Bu mektupta affetmek Allahın hikmet ve iradesine bağlanmış
O dilediği kimseleri affedeceğini söylüyor.
Bilmiyorum Allah beni bağışlar mı, bağışlamaz mı ?”
Vahşi bin harbin bu bitmez tükenmez tereddütleri karşısında
Allah-u Teala Hazreti Vahşi nin şahsında tüm insanlığa
Zümer suresinin 53. Ayeti ile seslenir
“Ey Şanlı Nebi Sen şunu tebliğ et
Ey çok günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede illeri giden kullarım
Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin Allah bütün günahları bağışlar
Çünkü o Gafur ve Rahimdir çok affedicidir merhamet ve İhsanı boldur ”
Yeni inen bu ayet hemen Vahşi’ye ulaştırılır
Hz Vahşi kendisine gelen bu ayeti okuyunca önce sevinir
Zira tam istediği cevabı almıştır
Derhal İslam’a girer ve Müslüman olur
Sahabe efendilerimizden bazıları bu yaşananlar karşısında hemen Efendimize (s.a.v) gelip
“Ya Resulallah! Bizde Vahşi’nin yaptığı gibi yapmıştık
Vahşi’ye vaad edilenler bizim için de geçerli mi?” diye sorarlar
Fahr-i kainat efendimiz hepimizi ümitlendirecek ve sevindirecek şu cevabı verir
“Bu şartlar ve vaadler tüm Müslümanlar için geçerlidir.”
Peygamber efendimiz bu ayetin getirdiği müjdenin
büyüklüğüne dikkatlerimizi çekmek için şöyle buyurmuştur:
” Bu Ayeti dünyaya ve dünyada bulunan hiçbirşeye değişmem.”
Evet affetmek büyüklüğün şanındandır ve Allah en büyüktür.
En büyük olan Allah kullarını affetmek için geceler yarattı
Bu gece Berat gecesidir
Yüreğimizdeki vahşinin tövbe vakti gelmedi mi ?
Ellerimizi semaya kaldırmak ve af dilemek için bir bahanemiz yok mu ?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir