Mehmet Tevfik Temiztürk Hocam Bizi de Doyur Şiiri

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Şükredecek hâli yok tıka basa yemekten,
İnsanları bıktırmış açım açım demekten…

Hoca’m bizi de doyur, Hoca’m bizi de doyur,
Sesleri kulağımda Hoca’m bizi de doyur…

Çay dersen içirmezler, adam diye anmazlar,
Hoca’m bizi de doyur ne bu utanmazlıklar?

Birisinin hanları; diğerinin ki bilinmez,
Bu Hoca ki gariban, evinde yemek pişmez…

Birisinin evleri, diğerindeyse mallar,
Çalışır dükkânları; kahvede otururlar…

Dışarda oturaklar, kahvehane sayılmış,
Sınırlar belli değil; her yere yayılmış…

Hoca’ysa saygın değil, dilde düşmüş zarara,
Yerli değil yabancı cebinde yoktur para…

Hoca’m bizi de doyur, Hoca’m bizi de doyur,
Karınları aç değil, Hoca’m bizi de doyur…

Hoca hep kazıklanmış, tüm lâfları taşınmış,
Fırçalardan bıkmış yalnızca canı kalmış…

Saflığı anlaşılmış, bir kısmını güldürmüş,
Tatlı dilli konuşmuş; milleti eğlendirmiş…

ALLÂH (c. c.) rızası için; veterinerlik yapmış,
Çevresini eğitmiş; kitabını dağıtmış…

Koca koca adamlar, bunları, biliyorlar,
Kaşları ve gözleri devamlı oynuyorlar…

Hoca’m bizi de doyur, Hoca’m bizi de doyur,
Utanmaz, arlanmazlar, Hoca’m bizi de doyur…

Elleriyle, kolları işaretleşiyorlar,
Hoca’nın karşısında el, göz, dil atıyorlar…

Hoca ise alınmaz; kendisinden emindir,
Zamanla çetinleşir, saflığı edeptendir…

Demezler Hoca’m buyur gel bir çayımızı iç,
Yabancı ve sığıntı; ayakta bekler durur hiç…

Mecbur Hoca geçecek, başka tercihi olmaz.
Hoca göründü diye o vakit acıkılmaz…

Durduranlara karşı, şu an işim var dese,
Onları azarlasa, biraz da iğnelese…

Ağır bir lâf söylese, Hoca hakaret bilmez,
Gel doyurayım dese, ne manadır bilemez…

Hoca ağzını açsa; ona buna sataşsa,
İstenilen lâfları, suratlarına vursa…

Hoşlarına gidecek, Hoca’ysa üzülecek,
Hoca suçluyum sanıp, özürler dileyecek…

Kalpleri onaracak, çaylar ısmarlayacak,
Samimiyet artacak, Hoca kandırılacak…

Hoca zaten sevilir; el üstünde tutulur,
Vefa duyar onlara kin tutmaz unutulur…

Aslında Hoca’m orda; daima korunmuştur,
Ona siper olunmuş; herkes onun dostudur…

Hoca derse buyurun kimseler gelmez, toktur,
Hoca’nın kırdığı potlar; onları doyurmuştur…

Aslında aç değiller, bu apaçık besbelli,
Bu kusur Hoca’da mı, yoksa onlar mı deli?

Şimdiki aklı olsa; haydin gidelim derdi,
Hepsini doyururdu, bu çile de biterdi…

Altında kalan olmaz, biraz utanırlardı,
Hoca şimdi farkında; bugün geçmişi andı…

Diyor ki: Çok safmışım, onlar gerçek dostlarım,
Tam altı sene kadar; onlarla yaşamışım…

Demek ki Hoca safmış ve de tecrübesizmiş,
Kendisi konuşturtmuş; kendisi eğlendirtmiş.

Sesleri kulağımda” Hoca’m bizi de doyur.”
Bu dostluk unutulmaz, anılarla doyulur…

(1997)

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir