Hz Hatice Kimdir Hayatı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hatice bint Huveylid radıyallahu anha
Hz. Hatice varlıklı, şerefli, Cahiliyet’te bile “Tahir [Temiz]” lakabıyla anılan bir hanımdı. Hatice bint Hüveylid. İsminin anlamı; Erken doğan kız çocuğu. Beklenilen günden erken dünyaya gelmesinden dolayı babası bu ismi vermiştir. Hz. Muhammed Mustafa’nın (sallallahu aleyhi vesellem) ilk eşi ve ilk Müslüman kadındır. Ümmü’l Müminin diye meşhurdur. Hz. Hatîce’nin nesebi, güzelliği, ilmi, malı, şerefi, iffeti ve edebi pek fazlaydı. Ticâretle uğraşırdı. Bu yüzden devrin büyük tüccârları arasında yer almıştı.

Hz. Hatice’nin faziletleri çok fazladır. Son Peygamberle evlenmesi, ilk Müslüman olması, Peygamber Efendimizle beraber ilk namazı kılması, mübarek bir silsile olan şeriflerin ve seyyitlerin ceddi olan Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in anneleri olan Hz. Fatima’nın annesi olması, hayatta iken cennetle müjdelenmesi gibi daha bir çok faziletlere sahip idi.

İsmi ve nesebi: Hadice bt. Huveylid b. Esed b. Abdiluzza b. Kusay el-Kuraşiyye el-Esediyye. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in hanımıdır. Peygamberliğini mutlak olarak ilk tasdik eden kimsedir.

714 El-İsabe (11083), Usdu’l-Gabe (6867), Tecridu Esmai’s-Sahabe (2/262) Buhari ve Müslim Abdullah Bin Cafer’den, o da Ali radıyallahu anh’-den rivayet ediyor; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

“(Geçmiştekilerin) en hayırlı kadını Meryem Bintu Imran’dır. (Asrımın) en hayırlı kadını Hatice Bintu Huveylid’dir.” Buhari (3810), Müslim(2430)

Ebu Hureyre radıyallahu anh’den; “Cibril, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e geldi ve dedi ki;

“Ey Allah’ın Resûlü! dedi. İşte Hadice geliyor. Beraberinde bir kap var, içerisinde katık -veya yiyecek veya içecek- mevcut. O yanına geldiği vakit, ona Rabbinden ve benden selam söyle ve onu gürültü ve yorgunluk bulunmayan cennette, içerisi oyulmuş inciden mamul bir evle müjdele!” Buhari(3820) Müslim(2432)

Aişe radıyallahu anha’dan; “Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in hanımlarından hiçbirine, Hadice radıyallahu anha’ya karşı duyduğum kıskançlığı hiç duymadım. Halbuki ona yetişmemiştim. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ne zaman bir koyun kesip parçalara ayırsa Hadice’nin dostlarına da gönderirdi. Birgün ona kızdım ve; “Yine mi Hadice?” dedim. Resûlullah buyurdu ki;

“Ben onun sevgisiyle rızıklandırıldım.” Müslim(2435)

İmam Ahmed rahimehullah, Kitabul Fadail’de ve Müsned’inde; Ab-durrazzak – Ma’mer – Katade – Enes radıyallahu anh isnadıyla rivayet ediyor; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

“Dünya kadınlardan Imran’m kızı Meryem, Huveylid’in kızı Hatice, Muhammed’in kızı Fâtıma ve Firavun’un karısı Asiye sana yeter.” Ahmed Fadail(1325) Müsned(3/135) Tirmizi(3878) Tirmizi sahih demiştir. İsnadı sahihtir. Bunu İbn Ebi Şeybe el-Hsen’deıı mürsel olarak rivayet etmiştir; (32291)

Bunlar müminlerin annesi Hadice radıyallahu anha’nın faziletlerinEz-Zubeyr b. Bekkar dedi ki: “Hadice radıyallahu anha bi’set-ten önce de et-Tahira diye çağrılırdı. Annesi: Fatıma bt. Zaide’dir. Amir b. Luey oğullarına mensup olup Kureyşiyye’dir. Önce Ebu Hale b. Zurare b. En-Nebbaş b. Adiy et-Temimi’nin yanındaydı. Ebu Hale’den sonra Atik b. Aiz b. Abdillah b. Ömer b. Mahzum’un, sonra da Resûlullah’m anlaşmalısı olmuştur. Bu İbn Abdilberr’-in715 kavlidir. Çoğunluk onun nesebini bu şekilde vermiştir.

Katade’den bunun aksi rivayet edilmiştir: “İlk kocası Atik idi. Sonra Ebu Hale olmuştur.” İbn İshak, Yunus b. Bukeyr’in ondan rivayetiyle ona muvafakat etmiştir. Zübeyr b. Bekkar’m Kitabu’n-Neseb’inde de böyledir. Lâkin yine bazı kimselerden başka bir görüş nakledilmiştir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in Hadice radıyallahu anha ile evlenmesi bi’setten 15 yıl önce olmuştur. Bundan daha fazla olduğu da söylenmiştir. Hadice radıyallahu an-ha’nın bu evliliğe rağbetinin sebebi, kölesi Meysere’nin anlattığı, bisetten önceki peygamberlik delilleri türünden bazı şeyler olmuştur. Meysere, Hadice radıyallahu anha’nm ticareti için onunla beraber sefere çıktığında Rahip Bahira’mn onun hakkında söylediği şeyleri işitmişti. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in İbrahim dışındaki bütün çocuklarını Hadice r.anha doğurmuştur.

Aişe radıyallahu anha vahyin başlangıcı hadisinde, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in Allah Azze ve Celle’nin vahyini almak üzere kalbini güçlendirmek için Hadice radıyallahu an-ha’nın yaptıklarını zikretmiş ve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in ona şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

“Nefsimden korktum” Hadice radıyallahu anha da:

“Hayır vallahi Allah seni asla rezil etmez” diyerek onun övülmüş vasıflarını zikretmiş ve Varaka’ya yönlendirmiştir. Bu rivayet Sahih’te mevcuttur.
den bazısıdır. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in evlendiği ilk eşi olması, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in o vefât edinceye kadar başkasıyla evlenmemiş olması, onun tebliğinde ve davetinde yardımcı olması,

“Allah seni asla utandırmaz” diyerek teselli etmesi ve Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in İbrahim dışındaki çocuklarının ondan olması da onun faziletlerindendir. İbn İshak şöyle demiştir716: “Hadice radıyallahu anha Allah ve Resûlüne ilk iman eden kimsedir. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Allah katından getirdiklerini tasdik etmiş, Allah onun vesilesiyle Resûlullah’dan yükünü hafifletmiştir. Ondan hoşlan-mayıp karşı çıkılacak bir şey işitilmezdi. Ona müracaat ettiğinde insanların durumu hakkında onu rahatlatırdı.”

Vakıdî, Aişe radıyallahu anha’dan rivayet ediyor: “Hadice ra-dıyallahu anha’nın künyesi Umm Hind idi.”

Hakim b. Hizam dedi ki: “Hadice radıyallahu anha Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den on beş yaş büyüktü.”

El-Medaini kendi senediyle İbn Abbas radıyallahu anhu-ma’dan rivayet ediyor:

“Mekke’lilerin kadınları cahiliyye’deki bir düğünlerinde toplanmışlardı. Onlara bir adam göründü. İyice yaklaşınca en yüksek sesiyle bağırdı:

“Ey Mekke kadınları! Muhakkak ki beldenizde bir peygamber çıkacaktır. Ona: “Ahmed” denilir. Sizden kim onun eşi olabilirse olsun.” Bunun ancak Hadice radıyallahu anha olabileceğini düşündük. Zira o, onun sözüne sarılmış ve itiraz etmemiştir.”

Yine el-Vakıdî, Ya’la b. Umeyye’nin kızkardeşi Nefise’den rivayet ediyor: “Hadice radıyallahu anha şeref ve güzellik sahibi bir kadın idi.” Peygamberi ticaret için Busra çarşısına gönderişini ve başkasının yapamadığı şekilde kar ile dönüşünün kıssasını da anlatmıştır. Nefise radıyallahu anha dedi ki:

“Hadice radıyallahu anha beni ona nikahlamasını istemek üzere elçi olarak gönderdi. O da kabul etti ve evlendiler. O sırada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem 25 yaşında idi. Hadice radı-yallahu anha ondan el-Kasım ve Abdullah’ı doğurdu. Abdullah İslâm’da doğduğu için ona et-Tayyib ve et-Tahir isimleri de verilmiştir. Dört tane de kızı olmuştur. Çocuklarının toplam sayısı altıdır. Safiye radıyallahu anha’mn azatlısı Selma onun çocuklarını em-zirmiştir.”

Vakıdî dedi ki: “Üzerinde icma edilen görüş, Hadice radıyal-lahu anha’mn Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile evlendiğisırada kırk yaşında olduğudur.”

Vakıdî, Hadice radıyallahu anha’nm evlenmesini Umm Sad bt. Sad b. Rebi yoluyla Yala b. Umeyye’nin kızkardeşi Nefise bt. Umeyye’den şöyle nakletmiştir:

“Hadice radıyallahu anha şeref sahibi, kalabalık bir aşirete mensup ve zengin bir kadın idi. Dul kaldığı zaman Kureyş’in şeref sahipleri onunla evlenmeyi temenni ettiler. Peygamber sallal-lahu aleyhi ve sellem onun ticareti için sefere çıkıp, bol kazançla dönünce ona rağbet etti. Beni ona görücü olarak gönderdi ve ona:

“Evlenmene mâni olan nedir?” dedim.

“Elimde bir şey yok” buyurdu. Ben:

“Eğer seni mal ve güzellik sahibi biri isterse bu sana yeter.” dedim.

“Kim o?” buyurdu. Ben de:

“Hadice” dedim. O da kabul etti.

Sahih’te Aişe radıyallahu anha’nm şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Hadice radıyallahu anha’ya Cennette gürültü, patırtı ve yorgunluğun olmadığı bir ev müjdeledi.”

Müslim717, Ali radıyallahu anh’den rivayet ediyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim:

“Bunların en hayırlı kadını Meryem binti Imran’dır. Ve bunların en hayırlı kadını Hadîce binti Huveylid’dir”

Ebu Zur’a, Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayet ediyor: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Cibril bana geldi ve şöyle dedi: “Ey Allah’ın Resûlü! Bu Hadice’dir. Sana yanında içinde yiyecek ve içecek bulunan bir kap ile geliyor. O sana geldiğinde Rabbinden ve benden ona selâm söyle.”

îbn Sad, Ebu Seleme ve Yahya b. Abdirrahman b. Hatıb’dan rivayet ediyor: “Havle bt. Hakim geldi ve dedi ki:

“Ey Allah’ın Resûlü! Hadice radıyallahu anha’yı kaybettiğinden dolayı sana bir düzensizliğin girdiğini görür gibiyim” bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Evet, o çocuklarımın anası ve evimin sahibi idi…” Bu rivayet mürsel olmakla beraber isnadı kuvvetlidir.

Abdurrahman b. Umeyr dedi ki: “Hadice radıyallahu an-ha’nm vefâtı üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem öyle üzüldü ki onun için Aişe radıyallahu anha ile evleninceye kadar endişelendik.”

Hadice radıyallahu anha’nm meziyetlerinden bazıları şu şekildedir: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e saygı göstermeye devam etmiştir. Peygamberliğinden önce de, sonra da sözlerini tasdik etmiştir. Onu ticaret için göndermek istediğinde şöyle demiştir:

“Benim seni göndermemdeki sebep, doğru sözlülüğün, emaneti koruman ve güzel ahlakın hususunda bana ulaşanlardır.” Bunu İbn İshak rivayet etmiştir.

Evlenmek istediğinde de şöyle demiştir: “Sana güzel ahlakın ve doğru sözlülüğün sebebiyle rağbet ettim.”

İbn Sünni, isnadıyla Hadice radıyallahu anha’dan rivayet ediyor: “Hadice radıyallahu anha Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i Mekke’nin yukarı taraflarında elinde azık ile aramaya çıkmıştı. Cibril bir adam sûretinde onunla karşılaştı ve ona Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’i sordu. Onun Peygamberi saptırmak isteyen biri olmasından korktu. Bunu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e anlattığında ona şöyle buyurdu:

“O Cibril’dir. Bana sana selâm söylememi ve seni cennette ne bağırıp çağırmanın ne de yorgunluğun olmadığı bir evle müjdelememi emretti”718

Sahihu’l-Buhari’de719 Ali radıyallahu anh’den rivayet ediliyor: “Resûlullah’m şöyle buyurduğunu işittim:

“Bunların en hayırlı kadını Meryem’dir. Ve bunların en hayırlı kadını Hadîce’dir.”

Bununla ne kastedildiğini İbn Abdilber’in Fatıma bt. İmran b.Husayn’m hâl tercemesinde naklettiği şu rivayet açıklamaktadır:

“Resûlullah Fatıma r.anha’yı ziyaret etti.

“Kendini nasıl hissediyorsun ey kızım?” diye sordu. O da:

“Acı çekiyorum. Yiyecek bir şeyimin olmaması da bende olan acıyı artırıyor.” Dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Ey Kızım! Alemlerin kadınlarının efendisi olmak seni râzı etmez mi?” buyurdu. Fatıma radıyallahu anha:

“Ey babacığım! O halde Meryem bt. İmran nerede kaldı?” diye sordu. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“O kendi aleminin hanımlarının efendisidir” buyurdu.

Bu durumda Meryem, geçmişteki kadınların hayırlısıdır. Ha-dice radıyallahu anha ise bu ümmetteki kadınların hayırlısıdır.

Eğer Fatıma radıyallahu anha’nın kıssası sabit ise iki ihtimal söz konusudur: “Birincisi: Seyyidelik ile en hayırlı oluş birbirinden farklıdır. İkincisi: Fatıma radıyallahu anha’nm kıssasının geçtiği sırada bulunan kadınlara nispetle söylenmiştir.”

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Hadice radıyallahu anha’yı başka kimseyi övmediği şekilde övmüştür. Aişe radıyalla-hu anha hadisi de böyledir:

“Neredeyse Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Hadice’yi anmadan ve onu güzelce övmeden evinden çıkmazdı. Yine günlerden bir gün ondan bahsetti ve bu benim kıskançlığıma dokundu. Dedim ki:

“Allah sana o ihtiyar kadının yerine daha hayırlısını vermedi mi?” Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem öfkelendi ve şöyle cevap verdi:

“Hayır, Allah’a yemin ederim ki bana Hatice’den daha hayırlı bir hanım verilmiş değildir, insanlar beni inkâr ettiği zaman o bana iman etti, insanlar beni yalanladığı zaman o beni tasdik etti, insanlar beni mahrum ettiği zaman o bana malıyla sahip çıktı. Allah beni ondan, hiçbir hanım-

_ A

dan nasip olmayan çocuklarla rızıklandırdı.” Aişe radıyalla-hu anha dedi ki:

“Kendi kendime: Bundan sonra hislerimi artık içimde tutacağım ve artık Hadice’yi çirkin bir sözle anmayacağım.”

Sahih’te Aişe radıyallahu anha’dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem koyun kestiğinde:

“Hadice’nin arkadaşlarına da gönderin” derdi. Ona bir gün bundan bahsedince:

“Ben Hadice’nin sevdiklerini de severim” buyurdu.

İbn İshak dedi ki: “Hadice radıyallahu anha ile Ebu Talib’in vefâtı aynı yılda oldu. Hadice ve Zeyd İslâm üzere sâdık idiler.” Başkaları dedi ki: “Hadice radıyallahu anha Hicret’ten üç sene önce vefât etti.” Sahih olan budur. Dört veya beş sene önce vefât ettiği de söylendi. Aişe radıyallahu anha dedi ki:

“Hadice radıyallahu anha namaz farz kılınmadan önce vefât etti.” Yani onun vefâtı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in Mirac’mdan önce idi. Ramazan ayında vefât ettiği söylenmiştir.

Vakıdî dedi ki: Ramazan’m bitmesine on gün kala 65 yaşında iken vefât etti. Hakim b. Hizam dedi ki:

“Hadice radıyallahu anha bi’setin 10. Yılında, Haşimoğulları-nın Ş’ib’den çıkışından sonra vefât etti. Hacun’da defnedildi. Onu kabrine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem indirdi. O sırada cenaze namazı meşru kılınmamıştı.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir