DİLENCİ KILIĞINDA GEZEN PADİŞAH

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

DİLENCİ KILIĞINA GİREN PADİŞAH
Bir gün Sultan Dördüncü Murad’a gelip, subaşılar-dan (polis) birinin halktan rüşvet aldığını, bildirdiler.

Padişah hemen bir müfettiş görevlendirdi ve şikâyeti araştırmasını emretti. Müfettiş tam bir ay adamı takip ettiği halde suçüstü yakalayamadı. Gelip durumu Padişah’a arzetti:

– Padişahım, zannedersem halk yanılıyor, şikâyet edilen subaşmm rüşvet aldığına dair bir işarete rastlamadım.

Padişah kaşlarını çattı:

– Benim halkım yanılmaz, dedi, ama sende feraset yoktur.

– Feraset de ne ola ki Padişahım?

Şöyle cevap verdi:

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:

“Mü ininin ferasetinden sakının. Çünkü o Allah ın nuruyla bakar. Feraset üstün zekâ, üstün kabiliyettir, anlayıştır. Hadi git.

Müfettişi gönderdikten sonra rüşvet aldığı iddia edilen subaşını huzuruna çağırttı. Ona bir kese uzattı.

Bunu al. sabah namazında Ayasofya Camii ne git. top kandilinin altında seni bekleyen fakire ver. bildiniz?

Dördüncü Murad güldü:

– Camideki dilenci bendim. Bir suçluyu yakalamak için yapmayacağım yoktur. Çünkü ben Allah’tan korkarım.

Müfettiş, Padişahın ellerim minnetle öptükten sonra:

– Ferasetin ne demek olduğunu anladım, diye mırıldandı.

Adam keseyi aldı, kuşağının arasına koydu ve izin isteyip Padişahın huzurundan ayrıldı.

Ve sabah namazında Ayasofya Camii ne gitti… Pa-dişah’ın söylediği yerde kendisini bekleyen dilenci kılıklı adama keseyi uzattı:

Adam keseyi aldı.

-Allah Padişahımıza ve devletimize zeval vermesin,

diye dua ederek koynuna attı.

Subaşı gittikten sonra keseyi koynundan çıkanp W saydı. Yalnızca beş altın vardı.

Ertesi gün öğle üzeri halk rüşvetçi subaşırun padi şah tarafından yakalanıp cezalandırıldığı haberiyle bayram ediyordu. Bir belâdan kurtulmuşlardı.

Müfettiş İşi merak etti. Kendisi bir ay peşinde dolaştığı halde adamı yakalayamamıştı da, padişah bir gece içinde bunu nastl başarmıştı? Huzuruna çıkıp sorunca Padişah:

– Feraset dediğim budtır İşte, dedi. Adama verdim kesede elli altın vardı. Ama camide bekleyen fakire sadece beş altın verdL Demek kırk beş altını kendi cebine attı. Böylece haram yediği anlaşıldı.

– Padişahım, kesede beş alun olduğunu

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir