(Dinî Hikâye) Kır Atlı Cennetlik

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

KIR ATLI CENNETLİK

Aşağıda dinleyeceğiniz hikâyeyi büyük Allah erenlerinden İshakoğlu Ahmed anlatmaktadır.

Yoksul ve düşkün bir kardeşim vardı. Günlük geçimini zar zor kazanabiliyordu. Fakat buna rağmen nefsini Allah’ın emrine vermiş, ibâdet ve tâatten asla geri kalmıyordu. Hatta fakirliğine kulak asmadan üzerine hiç de borç olmadığı halde her yıl muntazaman kurban kesiyordu.

İşte bu samimi ve fakir mü’min kardeşim bir gün hayata gözlerini yumarak hakkın rahmetine kavuştu. Ben de öz kardeşime karşı son ağabeylik vazifemi yapmak üzere önce bir abdest aldım. Sonrada iki rekât namaz kıldım. Ardından da yaptığım duada “Ey RabbimL Ne olur rüyamda bana kardeşimi göster. Çünkü gerçekten onun durumunu merak ediyorum” diyerek gözyaşları arasında Allah’a yalvarıp yakardım.

Daha sonra abdestli olarak yatağıma uzanıp uykuya daldım. Derin derin uyurken bir rüya gördüm. Kıyamet kopmuş, bütün insanlar dirilip kabirlerinden çıkarak Mah

şer yerine toplanmışlardır. Bir baktım ki kalabalık insan yığınları arasında kardeşim de yer almış. Kardeşim bir kır at üzerine kurulmuş gidiyor. Önünde de bir yığın yağız atlılar var.

Hemen seslendim. Ey kardeşim!.. Yüce Allah (c.c.) sana karşı nasıl muamele etti? diye sordum. O da bana, yüce Allah (c.c.) beni affetti diye cevap verdi. Affına sebep ne? deyince de, namazında niyazında yaşlı bir kadına kurban eti veriyordum. İşte affıma bu sebep oldu, diye cevap verdi.

Ondan sonra peki, bu yağız atlılar neyin nesi? diye sordum. Bana şöyle cevap verdi: Onlar dünyada iken mü’minlerin kestikleri kurbanlık koçlar, üzerlerinde kurutanlar da sahipleri. Benim üzerine bindiğim kır at ise ilk kestiğim kurbanım. Hepimiz Cenenete gidiyoruz.

Bu karşılıklı konuşmadan sonra kardeşim gözden kayboldu. Ben de artık uyanmış, sevinç gözyaşları içinde az önce gördüğüm bu muhteşem manzarayı canlandırmaya çalışıyordum. Ne mutlu kurban kesenlere!

Yüce Allah (c.c.) cümlemizi karhan keserek yoksul ve düşkünleri gözeten kullarından eylesin, âmin…

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir