Üç Aylarda Yapılacak Dua ve İbadetler Nasıl Yapılması Lazım

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yeni bir üç aylara daha girmek üzereyiz. Gönül dünyamıza huzur veren Recep, Şaban ve Ramazan aylarında yapılacak dua ve ibadetler. Üç ayların girmesiyle birlikte Müslümanların ruhlarını bambaşka bir hava kaplar. Çünkü bu aylar İlahî rahmetin coştuğu aylardır. Sair vakitlerde iyilik ve hasenelere on sevap veriliyorsa Recep, Şaban ve Ramazan aylarında gittikçe yükselen bir nisbette kat kat fazla sevap verilir.

Bu bakımdan üç aylar “pek çok uhrevî faydaları kazandıran ticaret-i uhreviyenin (âhiret ticaretinin) bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri (sergisi)” olarak vasıflandırılmıştır.

Üç ayların değerini ifade eden diğer bir önemli özellik ise beş mübarek kandil gecesinden dördünün bu aylar içinde olmasıdır. Regaib gecesi, Recep ayının ilk cuma gecesine, Mirac gecesi, Recep ayının yirmi yedinci gecesine, Berat gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesine, Kadir gecesi ise Ramazan ayının yirmi yedinci gecesine rastlar.

Üç Aylar, dua ve tövbelerimizin kabul edilme ümidini daha fazla hissedeceğimiz aylardır. Recep Ayı ile başlayan, Şaban ile devam eden ve Ramazan Ayı ile sona eren Üç Aylar’ı dualarla ibadetlerle geçirmek çok önemlidir.

Recep ayının kudsiyetine Kur’ân-ı Kerîm’de işaret edilmiştir. 4 hürmetli aylardan biridir. Sevgili Peygamberimiz (sav) de üç aylar girdiğinde şöyle duâ ederlerdi:

“Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bize mübarek eyle ve bizi Ramazan’a kavuştur!”

Hz. Peygamber (s.a.s) Şaban ayında çok oruç tutardı. Hz. Aişe, Rasûlüllah (s.a.s)’ın bu aydaki orucu hakkında şöyle der: “Şaban ayındaki kadar çok oruçlu olduğu bir ay görmedim” (Tecrid-i Sarih, VI, 295).

Ramazan ayının fazileti ise çok daha yücedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Ramazan geldiğinde Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar da bağlanır” (Müslim, Kitâbu’s-Sıyam, 1).

Dünyanın aldatıcı oyunlarına, vefasız zevk u safâlanna aldanmayalım! Sonra bize yazık olur. Ömür sermayemiz uçar, gider.

Elimizde yalnız günahlar, hatalar, pişmanlıklar kalır.

Regâib Gecesi’ni ibadetle geçirmeye çalışalım, tövbe ve istiğfar edelim!

Kur’ân okuyalım!

Kaza namazları kılalım!

Bol bol salavat-ı şerife okuyalım!

“Ve sâri’û ilâ mağfiretin mirrabbiküm” fermanına kulak verelim! Yâni Rabbimizin mağfiretine koşalım!

Namazla, oruçla, tövbe ve istiğfarla Allah’a dönelim!

Kur’ân’ı dinleyelim! O nur ile nurlanalım! Hidayetiyle amel edelim! Hayatımızı Kur’ân’a göre yaşayalım!

Ebedî Rehberimize, Allah’ın Resûlü’ne uyalım!

Buna karşılık, üç ayların fazilet ve kıymetinden haberdar olmayıp da değerlendiremeyenler, herkesin istifadesine açık tutulan çok kârlı bir ticaret imkânından mahrum kalmışlar demektir. Bu kimseler, aynı imkânı tekrar ele geçirebilmek için bir yıl daha beklemek zorunda kalacaklardır.

İşte üç ayların ve bu aylardaki mübarek gecelerin büyük bir coşkunlukla ihya edilmesi bu bakımdan da önem kazanıyor. Çünkü bunlar şeâirdendir, İslâm’ın sembolü ve alâmetlerindedir. Bu arada, üç ayların ve kandil gecelerinin evlerimizde ve aile fertleri arasında ayrı bir mânâ içinde yaşanması gerektiğini de unutmamalıyız. Çocuklarımız o manevî havayı soluya soluya büyümelidirler. Bunun için, mübarek gecelerde onları hediyelerle sevindirip, camilere alıştırmakta büyük faydalar vardır.

Ayrıca, sabaha karşı seher vakitlerinde uyanık bulunmaya çalışarak İslâm âlemi için ve mü’min kardeşlerimiz için dualar etmenin fazilet ve kıymeti sonsuzdur. O feyizli vakitte yapılan duaların kabul ihtimali çok kuvvetlidir.

Bu bakımdan gerek kendimizin, gerekse diğer mü’minlerin dünya ve âhiret imtihanlarında başarılı çıkmaları için Cenab-ı Hakk’a niyazda bulunmak ve Ondan yardım istemek suretiyle, hem sıkıntı ve musibetlere karşı sarsılmaz bir dayanak noktası bulmuş, hem de tükenmez bir teselli kaynağına kavuşmuş oluruz.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir