Kızların Evlilik Tercih Hakkı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Evlilik, her iki dünya hayatında da yol arkadaşı olmak demektir. Evlenmek, yuva kurmak, Allah’ın var­lık âleminde nesli devam ettirmek ve aile yuvasının huzurunu sağla­mak için koymuş olduğu Sünnetlerden biridir. İslâm dini, evliliği tavsiye ettiği gibi, evlilik çağında olanların evlenmesine yardımcı olunmasını da öğütlemiştir. Bunu mümkün oldukça içe sinen şekilde yapmak için evlenilecek kişi ile görüşülürken İslami, psikolojik, sosyal ve özel konularda dikkat edilmesi gereken bir çok nokta vardır. Onun için mutlaka kıza sormak lazımdır. Tercihte söz kıza aittir. Ancak tercih ettiğinde denklik (küfüv) yoksa ana babanın hâkim kararı ile mâni olma hakkı vardır.

Evlenilecek kişiler birbirlerine öncelikle dinen denk olmalı. Özellikle lakaytlığa çabuk düşebilen bir mizaçta olduğunu düşünen kişilerin kendisinden daha dindar bir eşi tercih etmesi daha uygun olacaktır. “Ben onu namaza başlatırım, ben onu dindarlaştırırım, ben onu tesettüre sokarım.” düşüncesi çok riskli ve çok sancılı bir süreci beraberinde getiren bir bakış açısıdır. “Kendi nefsimize bile söz geçiremediğimiz bir zamanda başkasının nefsine söz geçirebilmeyi ummak ne kadar gerçekçidir?!” diye düşünmek lazım. (Dindarlıktan kasıt namaz kılmak, takva sahibi olmak ve İslamiyeti yaşama konusunda gerçekten samimi olmaktır.)

İslâm’dan önceki devirlerde evlenecek kızların kendi tercihlerini yapma haklan yoktu. Kızın üzerinde söz hakkı kimin ise tercihi o yapardı. Böylece kız, velisinin yaptığı tercihte şansına çıkan erkekle evlenmek zorunda kalırdı.

Bu insan tabiatına aykın tutum, İslâm’ın gelişine kadar devam etti. İslâm’ın zuhuruyla değişen bir çok câhiliye âdetinin bu anlayışında da bir değişiklik lâzımdı. Bunu evlenecek gençlerin hepsi de bekliyordu.

Nitekim Medine’de bir kız Âişe vâlidemizin gelişine girdi. Zihninde sakladığı fikrini hükme bağlamak için şöyle dedi
– Ey Resûlüllahın aziz zevcesi, bir mes’elem var, çare bulur musun?

Âişe validemiz genç kızın sözüne değer verip dinlemeye başladı. Kızcağız şöyle dedi:

– Babam beni şöhretli olan kardeşinin oğluna verdi, itibar kazanmayı istedi. Ben verdiği genci istemesem ne lâzım gelir? İstemeyişime rağmen babam beni verebilir mi? Benim söz hakkım yok mu?

Âişe vâlidemiz henüz bu mevzuda kesin bir hüküm hatırlamadığından kızcağıza tenbihte bulundu:

– Şuracıkta biraz bekle, Resûlüllah gelince ona da anlat. Rabbimizin emrini ondan öğrenirsin. Bakalım evleneceğin genci seçerken senin de söz hakkın var mı?

Az sonra Hazret-i Resûlüllah içeriye girdi. Âişe vâlidemiz durumu anlatınca kızcağızın babasma haber gönderen Resûlüllah Hazretleri adamı huzuruna getirtti.

Tek suâli şu oldu:

– Kızını verirken fikrini sordun mu? Vereceğin genci beğenip beğenmediğini ifade etti mi?..

Tam bu sırada kız atıldı. Beklenmedik açıklamasını şöyle yaptı:

– Ya Resûlâllah, ben babamın yaptığına karşı değilim. Ancak bir kız verilirken ona da sorulması lâzım gelip gelmeyeceğini öğrenmek istedim. Maksadım buydu. İslâm’ın bu mevzudaki emri nedir?

Hazret-i Resûlüllah’m kısa, fakat kesin hükmü şu oldu:

– Kızlar evlendirilirken fikirleri sorulur. Evet, derse nikâh yapılır, demezse yapılmaz!
Sordular:
– Ya Resûlâllah, utangaç kızların evet demesi nasıl olur? Buyurdu ki:

– Utanan kızların susmaları evet mânasına gelir.

Demek ki, ömür boyu birlikte yaşayacağı insana ısınıp ısınmadığını ifade etmek hakkı, kızın elinden alınıp da velisine verilemez. Onların yaşayacakları müşterek hayat hakkında hükmü alâkasız insanlar veremez. Mutlaka kıza da sorulur, fikri alınır. Evet demesi beklenir. Demezse zorla nikâh yapılamaz.

Ancak madalyonun öbür yüzü de vardır. Gençler tecrübesizdirler. Hislerinin tesirinde kalır, yanlış tercihte de bulunabilirler, denk olmayan namzet seçerler.

Bunu önlemek için tecrübeli ana babalara müdahale hakkı vardır.

Şayet namzetler arasında münasiplik yoksa mani olurlar. Bu hak ebeveynin elinden alınamaz.

Hiç bir zaman yavrularının zarar görmelerini istemeyen ana babanın bu müdahalesi yabana da aülamaz. Şayet taraflar denk değilse, küfüv denen eşitlik yoksa, bu müdahale haklılık arzeder, engel olma haklarını kullanırlar.

“Cahili kendi haline bırakırsan ya davulcuya varır, yahut da zurnacıya” ihtimaline bu müdahale hakkı ile mâni olunur. Dönülmesi zor bir yere varmadan geri dönülebilir. Bunu da müdahale hakkına sahip ana-baba yapar.

Demek tercihte söz kıza âittir. Ancak tercih ettiğinde denklik (küfüv) yoksa ana-babanm hâkim karan ile mâni olma hakkı vardır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna - izle porno