Kur’anı Kerim’de Cimrilik ile ilgili Ayetler

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Konularına göre alfabetik Kur’an sistematik fihristi kelime sözleri. Cimrilik Kur’anı Kerim de sure ve ayetlerin anlamları meali nedir? Cimriliği anlatan ayetler nelerdir? Kuranda Cimrilikle ile ilgili arapça sure ve ayetlerin okunuşları hangileridir? Kurani Kerimde Cimri hakkında neler söylüyor?

Al-i İmran Suresi, 180. ayet: Allah’ın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu, onlar için şerdir; kıyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır.

Al-i İmran Suresi, 180. ayet okunuşu : Ve lâ yahsebennellezîne yebhalûne bi mâ âtâhumullâhu min fadlıhî huve hayran lehum, bel huve şerrun lehum se yutavvekûne mâ bahilû bihî yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), ve lillâhi mîrâsus semâvâti vel ard(ardı), vallâhu bi mâ ta’melûne habîr(habîrun).


Nisa Suresi, 37. ayet: Onlar, cimrilikte bulunurlar, insanlara da cimriliği emreder (önerir)ler. Allah’ın fazlından kendilerine verdiğini gizli tutarlar. Biz o kafirlere aşağılatıcı bir azap hazırlamışızdır.

Nisa Suresi, 37. ayet Okunuşu : Ellezîne yebhalûne ve ye’murûnen nâse bil buhli ve yektumûne mâ âtâhumullâhu min fadlıh(fadlıhî) ve a’tednâ lil kâfirîne azâben muhînâ(muhînen)


Tevbe Suresi, 34. ayet: Ey iman edenler, gerçek şu ki, (Yahudi) bilginlerinden ve (Hıristiyan) rahiplerinden çoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler ve Allah’ın yolundan alıkoyarlar. Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar… Onlara acı bir azabı müjdele.

Tevbe Suresi, 34. ayet okunuşu : Yâ eyyuhellezîne âmenû inne kesîren minel ahbâri ver ruhbâni le ye’kulûne emvâlen nâsi bil bâtıli ve yasuddûne an sebîlillâh(sebîlillâhi), vellezîne yeknizûnez zehebe vel fıddate ve lâ yunfikûnehâ fî sebîlillâhi fe beşşirhum bi azâbin elîm(elîmin).


Tevbe Suresi, 35. ayet: Bunların üzerlerinin cehennem ateşinde kızdırılacağı gün, onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak (ve:) “İşte bu, kendiniz için yığıp-sakladıklarınızdır; yığıp-sakladıklarınızı tadın” (denilecek).

Tevbe Suresi, 35. ayet okunuşu : Yevme yuhmâ aleyhâ fî nâri cehenneme fe tukvâ bihâ cibâhuhum ve cunûbuhum ve zuhûruhum, hâzâ mâ keneztum li enfusikum fe zûkû mâ kuntum teknizûn(teknizûne).


İsra Suresi, 29. ayet: Elini boynunda bağlanmış olarak kılma, büsbütün de açık tutma. Sonra kınanır, hasret (pişmanlık) içinde kalakalırsın.

İsra Suresi, 29. ayet okunuşu : Ve lâ tec’al yedeke maglûleten ilâ unukıke ve lâ tebsuthâ kullel bastı fe tak’ude melûmen mahsûrâ(mahsûren).


İsra Suresi, 100. ayet: De ki: “Eğer siz Rabbimin rahmet hazinelerine malik olsaydınız, bu durumda harcama endişesiyle gerçekten (cimrilik edip elinizde) tutardınız. İnsan pek cimridir.

İsra Suresi, 100. ayet okunuşu : Kul lev entum temlikûne hazâine rahmeti rabbî izen le emsektum haşyetel infâk(infâkı), ve kânel insânu katûrâ(katûren).


Furkan Suresi, 67. ayet: Onlar, harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne kısarlar; (harcamaları,) ikisi arasında orta bir yoldur.

Furkan Suresi, 67. ayet okunuşu : Vellezîne izâ enfekû lem yusrifû ve lem yakturû ve kâne beyne zâlike kavâmâ(kavâmen)


Muhammed Suresi, 37. ayet: Eğer sizden onları(n tümünü) isteyip sizi çıplak bırakacak olursa, cimrilik edersiniz ve sizin kinlerinizi de ortaya çıkarmış olur.

Muhammed Suresi, 37. ayet okunuşu : İn yes’elkumûhâ fe yuhfikum tebhalû ve yuhric adgânekum.


Muhammed Suresi, 38. ayet: İşte sizler böylesiniz; Allah yolunda infak etmeye çağrılıyorsunuz; buna rağmen bazılarınız cimrilik ediyor. Kim cimrilik ederse, artık o, ancak kendi nefsine cimrilik eder. Allah ise, Ğaniy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)dır; fakir olan sizlersiniz. Eğer siz yüz çevirecek olursanız, sizden başka bir kavmi getirip-değiştirir. Sonra onlar, sizin benzeriniz de olmazlar.

Muhammed Suresi, 38. ayet okunuşu : Hâ entum hâulâi tud’avne li tunfikû fî sebîlillâh(sebîlillâhi), fe minkum men yebhal(yebhalu), ve men yebhal fe innemâ yebhalu an nefsih(nefsihî), vallâhul ganiyyu ve entumul fukarâu, ve in tetevellev yestebdil kavmen gayrekum summe lâ yekûnû emsâlekum.


Hadid Suresi, 24. ayet: Ki onlar, cimrilik ederler ve insanlara cimriliği emr (tavsiye) ederler. Her kim yüz çevirirse, artık şüphesiz Allah, Ğaniy (hiçbir şeye muhtaç olmayan), Hamid (övülmeye layık olan) O’dur.

Hadid Suresi, 24. ayet okunuşu : Ellezîne yebhalûne ve ye’murûnen nâse bil buhl(buhli), ve men yetevelle feinnellâhe huvel ganiyyul hamîd(hamîdu)


Tegabün Suresi, 16. ayet: Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Allah’tan korkup-sakının, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır (en büyük yarar) olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından (ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır.

Tegabün Suresi, 16. ayet okunuşu : Fettekûllâhe mesteta’tum vesmeû ve etîû ve enfikû hayren li enfusikum, ve men yûka şuhha nefsihî fe ulâike humul muflihûn(muflihûne).


Kalem Suresi, 17. ayet: Gerçek şu ki, Biz o bahçe sahiplerine bela verdiğimiz gibi, bunlara da bela verdik. Hani onlar, sabah vakti (erkenden ve kimseye haber vermeden) onu (bahçeyi) mutlaka devşireceklerine dair and içmişlerdi.

Kalem Suresi, 17. ayet okunuşu : İnnâ belevnâhum ke mâ belevnâ ashâbel cenneh(cenneti), iz aksemûle yasri munnehâ musbihîn(musbihîne)


Kalem Suresi, 18. ayet: (Bu konuda) Hiçbir istisna yapmıyorlardı.

Kalem Suresi, 18. ayet okunuşu : Ve lâ yestesnûn(yestesnûne)


Kalem Suresi, 19. ayet: Fakat onlar, uyuyorlarken, Rabbin tarafından dolaşıp-gelen bir bela’ onun üstünü sarıp-kuşatıverdi.

Kalem Suresi, 19. ayet okunuşu : Fe tâfe aleyhâ tâifun min rabbike ve hum nâimûn(nâimûne)


Kalem Suresi, 20. ayet: Sonunda (bahçe) kökünden kuruyup-kapkara kesildi.

Kalem Suresi, 20. ayet okunuşu : Fe asbahat kes sarîm(sarîmi)


Kalem Suresi, 21. ayet: Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.

Kalem Suresi, 21. ayet okunuşu : Fe tenâdev musbihîn(musbihîne)


Kalem Suresi, 22. ayet: “Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkıp-çıkın.”

Kalem Suresi, 22. ayet okunuşu : Enıgdû alâ harsikum in kuntum sârımîn(sârımîne)


Kalem Suresi, 23. ayet: Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp-gittiler:

Kalem Suresi, 23. ayet okunuşu : Fentalekû ve hum yetehâfetûn(yetehâfetûne)


Kalem Suresi, 24. ayet: “Bugün sakın oraya hiçbir yoksul girip de karşınıza çıkmasın.”

Kalem Suresi, 24. ayet okunuşu : En lâ yedhulennehel yevme aleykum miskîn(miskînun)


Kalem Suresi, 25. ayet: (Yoksulları) Engellemeye güçleri yetebilirmiş gibi erkenden gittiler.

Kalem Suresi, 25. ayet okunuşu : Ve gadev alâ hardin kâdirîn(kâdirîne)


Kalem Suresi, 26. ayet: Ama onu görünce: “Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmışız” dediler.

Kalem Suresi, 26. ayet okunuşu : Fe lemmâ reevhâ kâlû innâ le dâllûn(dâllûne)


Kalem Suresi, 27. ayet: “Hayır, biz (herşeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık.”

Kalem Suresi, 27. ayet okunuşu : Bel nahnu mahrûmûn(mahrûmûne)


Kalem Suresi, 29. ayet: Dediler ki: “Rabbimiz Seni tesbih eder, yüceltiriz; gerçekten bizler zalim imişiz.”

Kalem Suresi, 29. ayet okunuşu : Kâlû subhâne rabbinâ innâ kunnâ zâlimîn(zâlimîne)


Kalem Suresi, 30. ayet: Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamaya başladılar.

Kalem Suresi, 30. ayet okunuşu : Fe akbele ba’duhum alâ ba’dın yetelâvemûn(yetelâvemûne)


Kalem Suresi, 31. ayet: “Yazıklar bize, gerçekten bizler azgınmışız” dediler.

Kalem Suresi, 31. ayet okunuşu : Kâlû yâ veylenâ innâ kunnâ tâgîn(tâgîne)


Kalem Suresi, 32. ayet: “Belki Rabbimiz, onun yerine daha hayırlısını verir; şüphesiz biz, yalnızca Rabbimiz’e rağbet eden kimseleriz.”

Kalem Suresi, 32. ayet okunuşu : Asâ rabbunâ en yubdilenâ hayren minhâ innâ ilâ rabbinâ râgıbûn(râgıbûne)


Kalem Suresi, 33. ayet: İşte azap böyledir. Ahiret azabı ise, muhakkak çok daha büyüktür; bir bilseler.

Kalem Suresi, 33. ayet okunuşu : Kezâlikel azâb(azâbu), ve le azâbul âhıreti ekber(ekberu), lev kânû ya’lemûn(ya’lemûne)


Hakka Suresi, 34. ayet: “Yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı.”

Hakka Suresi, 34. ayet okunuşu : Ve lâ yahuddu alâ taâmil miskîn(miskîni)


Mearic Suresi, 18. ayet: (Durmaksızın mal ve servet) Toplayıp bir yerde (üstüste) yığmakta olanı.

Mearic Suresi, 18. ayet okunuşu : Ve cemea fe ev’â


Tekvir Suresi, 24. ayet: O, gayb (haberlerin)e karşı (söylediklerinden dolayı) suçlanamaz (ya da cimrilikte bulunup kıskançlık yapmaz.)

Tekvir Suresi, 24. ayet okunuşu : Ve mâ huve alel gaybi bi danîn(danînin).


Fecr Suresi, 18. ayet: Yoksula yedirmek için birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.

Fecr Suresi, 18. ayet okunuşu : Ve lâ tehâddûne alâ taâmil miskîn(miskîni)


Leyl Suresi, 8. ayet: Kim de cimrilik eder, kendini müstağni görürse,

Leyl Suresi, 8. ayet okunuşu : Ve emmâ men bahıle vestagnâ


Leyl Suresi, 9. ayet: Ve en güzel olanı yalan sayarsa,

Leyl Suresi, 9. ayet okunuşu : Ve kezzebe bil husnâ


Leyl Suresi, 10. ayet: Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız.

Leyl Suresi, 10. ayet okunuşu : Fe senuyessiruhu lil usrâ


Leyl Suresi, 11. ayet: Tereddi edeceği (başaşağı düşüşe uğrayacağı) zaman, malı ona hiç yarar sağlamaz.

Leyl Suresi, 11. ayet okunuşu : Ve mâ yugnî anhu mâluhû izâ tereddâ


Ma’un Suresi, 3. ayet: Yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen odur.

Ma’un Suresi, 3. ayet okunuşu : Ve la yehuddu ala taamil miskin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir