Kur’anı Kerim’de Düşünmek ve Tefekkür ile ilgili Ayetler

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Konularına göre alfabetik Kur’an sistematik fihristi kelime sözleri. Kuranda düşünmek tefekkür ile ilgili arapça sure ve ayetlerin okunuşları hangileridir? Kurani Kerimde düşünmek tefekkür hakkında neler söylüyor? Düşünmek Tefekkürle ile ilgili Kur’anı Kerim de sure ve ayetlerin anlamları meali nedir? Düşünmek Tefekkürü anlatan ayetler nelerdir?

Bakara Suresi, 269. ayet: Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez.

Bakara Suresi, 269. ayet okunuşu : Yu’til hikmete men yeşâu, ve men yu’tel hikmete fe kad ûtiye hayran kesîrâ(kesîren), ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi).


En’am Suresi, 50. ayet: De ki: “Size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam.” De ki: “Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?”

En’am Suresi, 50. ayet okunuşu : Kul lâ ekûlu lekum indî hazâinullâhi ve lâ a’lemul gaybe ve lâ ekûlu lekum innî melek(melekun), in ettebiu illâ mâ yûhâ ileyy(ileyye), kul hel yestevîl a’mâ vel basîr(basîru),e fe lâ tetefekkerûn(tetefekkerûne).


En’am Suresi, 80. ayet: Kavmi onunla çekişip-tartışmaya girdi. Dedi ki: “O beni doğru yola erdirmişken, siz benimle Allah konusunda çekişip-tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O’na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum, ancak Allah’ın benim hakkımda bir şey dilemesi başka. Rabbim, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?”

En’am Suresi, 80. ayet okunuşu : Ve hâccehu kavmuh(kavmuhu), kâle e tuhâccûnnî fîllâhi ve kad hedân(hedâni), ve lâ ehâfu mâ tuşrıkûne bihî illâ en yeşâe rabbî şey’â(şeyen), vesia rabbî kulle şey’in ilmâ(ilmen), e fe lâ tetezekkerûn(tetezekkerûne).


En’am Suresi, 126. ayet: Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Öğüt alıp düşünmesini bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıkladık.

En’am Suresi, 126. ayet okunuşu : Ve hâzâ sırâtu rabbike mustekîm(mustekîmen), kad fassalnâl âyâti li kavmin yezzekkerûn(yezzekkerûne).


Yunus Suresi, 3. ayet: Şüphesiz sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden, işleri evirip-çeviren Allah’tır. O’nun izni olmadıktan sonra, hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur, öyleyse O’na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?

Yunus Suresi, 3. ayet okunuşu : İnne rabbekumullâhullezî halakas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin summestevâ alel arşi yudebbirul emr(emre), mâ min şefîin illâ min ba’di iznih(iznihî), zâlikumullâhu rabbukum fa’budûh(fa’budûhu), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).


Hud Suresi, 24. ayet: Bu iki grubun örneği; kör ve sağır ile gören ve işiten gibidir. Örnekçe bunlar eşit olur mu? Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?

Hud Suresi, 24. ayet okunuşu : Meselul ferîkayni kel a’mâ vel esammi vel basîri ves semî’(semîı) hel yesteviyâni meselâ(meselen) e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne)


Hud Suresi, 30. ayet: “Ey kavmim, ben onları kovarsam, Allah’tan (gelecek azaba karşı) bana kim yardım edecek? Hiç düşünmez misiniz?”

Hud Suresi, 30. ayet okunuşu : Ve yâ kavmi men yansurunî minallâhi in taredtuhum, e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne)


Nahl Suresi, 17. ayet: Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir? Artık öğüt alıp-düşünmez misiniz?

Nahl Suresi, 17. ayet okunuşu : E fe men yahluku ke men lâ yahluk(yahluku), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).


Taha Suresi, 113. ayet: Böylece Biz onu, Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve onda korkulacak şeyleri türlü şekillerde açıkladık; umulur ki korkup-sakınırlar ya da onlar için düşünme (yeteneğini) oluşturur.

Taha Suresi, 113. ayet okunuşu : Ve kezâlike enzelnâhu kur’ânen arabîyyen ve sarrafnâ fîhi minel vaîdi leallehum yettekûne ev yuhdisu lehum zikrâ(zikren).


Mü’minun Suresi, 68. ayet: Onlar, yine de o sözü (Kur’an’ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?

Mü’minun Suresi, 68. ayet okunuşu : E fe lem yeddebberûl kavle em câehum mâ lem ye’ti âbâehumul evvelîn(evvelîne).


Mü’minun Suresi, 85. ayet: “Allah’ındır” diyecekler. De ki: “Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?”

Mü’minun Suresi, 85. ayet okunuşu : Seyekûlûne lillâh(lillâhi), kul e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).


Furkan Suresi, 62. ayet: O, gece ile gündüzü birbiri ardınca kılandır; öğüt alıp-düşünmek isteyenler ya da şükretmek isteyenler için.

Furkan Suresi, 62. ayet okunuşu : Ve huvellezî cealel leyle ven nehâre hılfeten li men erâde en yezzekkere ev erâde şukûrâ(şukûren)


Secde Suresi, 4. ayet: Allah; gökleri, yeri ve ikisi arasında olanları altı günde yarattı, sonra arşa istiva etti. Sizin O’nun dışında bir yardımcınız ve şefaatçiniz yoktur. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?

Secde Suresi, 4. ayet okunuşu : Allâhullezî halakas semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ fî sitteti eyyâmin summestevâ alel arş(arşi), mâ lekum min dûnihî min veliyyin ve lâ şefîi(şefîin), e fe lâ tetezekkerûn(tetezekkerûne).


Sebe Suresi, 46. ayet: De ki: “Size bir tek öğüt veriyorum: “Allah için ikişer ikişer ve teker teker kıyam etmeniz, sonra düşünmeniz. Sizin sahibiniz (veya arkadaşınız olan Peygamber)de hiçbir delilik yoktur. O, yalnızca sizi, şiddetli bir azabın öncesinde uyarandır.”

Sebe Suresi, 46. ayet okunuşu : Kul innemâ eızukum bi vâhideh(vâhidetin), en tekûmû lillâhi mesnâ ve furâdâ summe tetefekkerû, mâ bi sâhıbikum min cinneh(cinnetin), in huve illâ nezîrun lekum beyne yedey azâbin şedîd(şedîdin).


Mü’min Suresi, 13. ayet: O, size ayetlerini gösteriyor ve sizin için gökten rızık indiriyor. İçten (Allah’a) yönelenden başkası öğüt alıp-düşünmez.

Mü’min Suresi, 13. ayet okunuşu : Huvellezî yurîkum âyâtihî ve yunezzilu lekum mines semâi rızkâ(rızkan), ve mâ yetezekkeru illâ men yunîb(yunîbu).


Duhan Suresi, 13. ayet: Onlar için öğüt alıp-düşünmek nerede? Onlara, açıklayan bir elçi gelmişti.

Duhan Suresi, 13. ayet okunuşu : Ennâ lehumuz zikrâ ve kad câehum resûlun mubîn(mubînun)


Muhammed Suresi, 18. ayet: Artık onlar, kıyamet-saatinin kendilerine apansız gelmesinden başkasını mı gözlüyorlar? İşte onun işaretleri gelmiştir. Fakat kendilerine geldikten sonra öğüt alıp-düşünmeleri onlara neyi sağlar?

Muhammed Suresi, 18. ayet okunuşu : Fe hel yenzurûne illes sâate en te’tiyehum bagteh(bagteten), fe kad câe eşrâtuhâ, fe ennâ lehum izâ câethum zikrâhum.


Muhammed Suresi, 24. ayet: Öyle olmasa, Kur’an’ı iyiden iyiye düşünmezler miydi? Yoksa birtakım kalpler üzerinde kilitler mi vurulmuş?

Muhammed Suresi, 24. ayet okunuşu : E fe lâ yetedebberûnel kur’âne em alâ kulûbin akfâluhâ.


Kamer Suresi, 17. ayet: Andolsun Biz Kur’an’ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?

Kamer Suresi, 17. ayet okunuşu :  Ve le kad yessernal kur’ane liz zikri fe hel mim muddekir


Kamer Suresi, 22. ayet: Andolsun Biz Kur’an’ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?

Kamer Suresi, 22. ayet okunuşu : Ve le kad yessernel kur’ane liz zikri fe hel mim muddekir


Kamer Suresi, 32. ayet: Andolsun Biz Kur’an’ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?

Kamer Suresi, 32. ayet okunuşu : Ve le kad yessernel kur’ane liz zikri fe hel min muddekir


Kamer Suresi, 40. ayet: Andolsun Biz Kur’an’ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?

Kamer Suresi, 40. ayet okunuşu : Ve le kad yessernel kur’ane liz zikri fe hel mim muddekir


Vakıa Suresi, 62. ayet: Andolsun, ilk inşa (yaratma)yı bildiniz; ama öğüt alıp-düşünmeniz gerekmez mi?

Vakıa Suresi, 62. ayet okunuşu : Ve lekad alimtumunneş etel ûlâ fe lev lâ tezekkerûn(tezekkerûne)

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir