K Harfi ile ilgili Başlayan Deyimler ve Anlamları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kazık atmak : Birini kandırarak çok büyük zarara sokmak, aldatmak, bir kişinin güvenini kötüye kullanmak.


Kazık kakmak (çakmak) : 1. İyiden iyiye yerleşmek. 2. Umulduğundan çok daha fazla yaşamak, uzun ömürlü olmak.


Kazık yemek : 1. Alışverişte bilgisizliği, dikkatsizliği sebebiyle kötü malı değerinden fazlaya satın almak. 2. Güvendiği bir kimse tarafından, ansızın zarar görmek.


Kazın ayağı öyle değil : Bahsedilen o konunun bilinen tarafları dışında, daha başka taraflarının da olduğunu unutmamak gerekir. Her şey bildiğiniz gibi değil, bilmediğiniz daha başka tarafları da vardır.


Keçileri kaçırmak : Aklını neredeyse yitirecek duruma gelmek, düşünme dengesi bozulmak.


Kedi ciğere bakar gibi bakmak : İmrenerek, özenerek, istek duyarak bakmak.


Kedi gibi dört ayak üstüne düşmek : En kötü durumlardan bile zarar görmeden kurtulmak.


Kedi ile köpek gibi : Birbirleriyle sürekli kavga eden, hiç anlaşamayan kimseler için söylenir.


Kedi olalı bir fare tutmak : Kendisinden hiç beklenmediği halde, iyi bir iş yapmak.


Kefeni yırtmak : Çok ağır bir hastalık veya ölüm tehlikesi atlatmak.


Keklik gibi sekmek : Alımlı, zarif, çevik ve zıplayarak ve güzel bir şekilde yürümek.


Kelle kulak yerinde : Vücutça iyi gelişmiş, iri yarı olan, sağlıklı ve gösterişli kimse.


Kelleyyi koltuğa almak : Sonu ölümle sonuçlanabilecek bir işe çekinmeden girişmek.


Kelli felli : Kılık ve kıyafeti düzgün, yaşlıca, gösterişli, görünüşü güven veren kimse.


Kem gözle bakmak : 1 Kötü niyetle bakmak. 2. Nazar değdiren bir bakışla bakmak.


Kem küm (hık mık etmek) : 1. Cevap veremeyeceği bir soruya, bir şeyler söylemeye çalışmak, sözü doğru dürüst söyleyememek. 2. Bir işten kaçmak gayesiyle bahaneler ileri sürmeye çalışmak.


Kemerini (kemerlerini) sıkmak : Açlığa veya tutumlu davranmaya katlanmak.


Kendi ağzı ile tutulmak : Suçu, yalanı veya iddiasının yanlışlığı kendi sözüyle ortaya çıkmak.


Kendi halinde : Sessiz, kimsenin işine gücüne karışmayan, iddiasız, kendi halinde.


Kendi haline bırakmak : 1. Birisi ile ilgilenmemek. 2. Üzerinde çalışmayarak geliştirmemek veya bakımsız bırakmak, işlememek.


Kendi kendine gelin güveyi olmak : İlgilinin nasıl karşılayacağını düşünmeden, bir işi olmuş bitmiş sayarak sevinmek.


Kendi kendini ( içi içini) yemek ( yiyip bitirmek) : Bir şey istediği biçimde gelişmediğinden sürekli üzüntü duymak, kederlenmek, kendine eziyet etmek.


Kendi kuyusunu kazmak : Kendine zarar verecek davranışlarda bulunmak.


Kendi yağı ile kavrulmak : Elinde olanla yetinmek, ihtiyaçlarını kendisi karşılamak.


Kendinden geçmek : 1. Kendini kaybetmek, bayılmak, bilincini yitirmek. 2. Bir şey karşısında coşkuya kapılmak, heyecanlanmak.


Kendine gelmek : 1. Olanlardan ders alıp toparlanmak, aklı başına gelmek. 2. Ayılmak. 3. Daldığı düşünce ve hayallerden kurtulup aklı başına gelmek.


Kendini ağır (ağıra, ağırdan) satmak : Kendini naza çekmek, kendinden yapmasını istedikleri şeyi birçok ricadan sonra yapmak.


Kendini alamamak : İstemeyerek bir işi yapma durumuna girmek, kendini tutamamak.


Kendini ateşe atmak : Bile bile tehlikeli bir işe girişmek.


Kendini bırakmak : 1. Üstüne başına, kıyafetine dikkat etmemek. 2. Dayanma ve irade gücünü yitirmek.


Kendini bilmek : 1. Aklı yerinde olmak. 2. Durumuna, kişiliğine, onuruna uygun davranmak. 3. Çocukluktan çıkıp, aklı erer yaşa gelmek.


Kendini bulmak : 1. Benliğine, kişiliğine kavuşmak. 2. Hastalık, baygınlık veya korkudan sonra aklı başına gelmek. 3. Eski iyi durumuna dönmek.


Kendini dev aynasında görmek : Kendini olduğundan çok üstün görmek.


Kendini dinlemek : 1. Hastalık kuruntusu çekmek. 2. Kendi haline kalmak.


Kendini dirhem dirhem satmak : Gösteriş yapmak, gururlanmak, kasılmak, çok nazlı davranmak.


Kendini fasülye gibi nimetten saymak : Kendini herkesten üstün görmek, kendi kendine önem vermek.


Kendini kaybetmek : 1. Bilincini yitirmek, bayılmak. 2. Öfkesinden ne yaptığını bilememek.


Kene gibi yapışmak : Birinin peşine ısrarcı bir şekilde takılmak, bir konuda ısrar etmek, kişinin yakasını bırakmamak.


Kerameti kendinden bilmek : Başka etkenlerle kavuştuğu iyi bir durumu, kendi çabasının verimi ya da değerinin karşılığı saymak, gerçeği bilmezden gelmek.


Kerem gibi yanmak : Aşk ateşi ile yanmak, sevda ile yanmak.


Kerem sahibi : İyi huylu, cömert, değerli insan.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna - izle porno - buy twitter followers