Meydan ile Başlayan Deyimler ve Anlamları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Deyim : Meydanda bırakmak
Anlamı : 1) açıkta, evsiz barksız bırakmak; 2) ortada, herkesin gözü önünde bırakmak.

Deyim : Meydanı (birine veya bir şeye) bırakmak
Anlamı : 1) savunduğu şeyden vazgeçmek: ‘çok güzel görünen bir şey var ki o da iki tarafın da meydanı bırakıp kaçmamalarıdır.’ -m. Ş. Esendal. 2) yarışmadan çekilmek.

Deyim : Meydanı boş bulmak
Anlamı : kendisini engelleyecek kimse görmeyerek aşırı davranışlarda bulunmak.

Deyim : Meydana vurmak
Anlamı : belli etmek, ortaya çıkarmak: ‘beşikten beri ruhlarına akıtılan düşmanlığı meydana vurmak için tam fırsatı bulmuşlardı.’ -ö. Seyfettin.

Deyim : Meydana koymak
Anlamı : yapıp ortaya çıkarmak, göstermek.

Deyim : Meydana getirmek
Anlamı : olmasını sağlamak, oluşturmak: ‘yaşlandıkça gençleşen bir adam yalnız verdiği eserlerden değil bundan sonra meydana getireceklerinden dolayı mühimdir.’ -i. A. Gövsa.

Deyim : Meydana gelmek
Anlamı : 1) olmak, oluşmak: ‘kum tanelerinden meydana gelen yazıları okumaya çalışan bünyamin bir hayli zorlandı.’ -i. O. Anar. 2) ortaya çıkmak: ‘müspet ve realist ilmî araştırmaların meydana gelebilmesi için istatistik bir zarurettir.’ -n. Hikmet.

Deyim : Meydana düşmek
Anlamı : bir iş yapmak için kendini ortaya atmak.

Deyim : Meydana dökmek
Anlamı : hepsini sergilemek, ortaya dökmek.

Deyim : Meydana çıkmak
Anlamı : 1) ortaya çıkmak, görünmek: ‘işte galip, böyle bir muhitte herkesi şaşırtan büyük bir kabiliyetle meydana çıkıverdi.’ -a. H. Çelebi. 2) belli olmak: ‘şafak serinliği içinde onun yükselmesini seyrederken ilk tahminimizde yanılmadığımız meydana çıktı.’ -h. S. Tanrıöver. 3) yetişmek, büyümek: ‘altınyaprak şirketi bizim son ekmek kapımızdı, bundan sonra iş bulabileceğim şüpheli, kardeşlerim daha meydana çıkmış sayılmaz.’ -r. N. Güntekin.

Deyim : Meydana çıkarmak
Anlamı : 1) açıklığa kavuşturmak, ortaya çıkarmak, belli etmek: ‘marifetlerini birer birer meydana çıkarıyor.’ -r. H. Karay. 2) bularak ortaya çıkarmak.

Deyim : Meydana atmak
Anlamı : ortaya çıkarmak.

Deyim : Meydan vermemek
Anlamı : kötü bir durumun gerçekleşmesi için imkân veya zaman bırakmamak: ‘sonra sultanın cevabına meydan vermeden döndü.’ -ö. Seyfettin.

Deyim : Meydan okumak
Anlamı : korkmadığını, çekinmediğini açıkça bildirmek, kavga veya yarışmaya çağırmak: ‘hülasa yüz türlü yüzmek bilir, dalgıçlara meydan okurdu.’ -r. H. Karay.

Deyim : Meydan dayağı yemek
Anlamı : kalabalık içinde iyice dayak yemek: ‘vallahi meydan dayağı yesem bu kadar perişan olmazdım.’ -r. N. Güntekin.

Deyim : Meydan dayağı atmak
Anlamı : kalabalık içinde iyice dövmek.

Deyim : Meydan bulamamak
Anlamı : fırsat bulamamak.

Deyim : Meydan (birine veya bir şeye) kalmamak
Anlamı : fırsat bulamamak: ‘bu beladan kurtulabilmek için bir çare düşünmeye meydan kalmadan ali, bir gece kasabaya girdi.’ -m. Ş. Esendal.

Deyim : Meydan bırakmamak
Anlamı : fırsat vermemek: ‘ona ağız açmaya meydan bırakmadım.’ -r. N. Güntekin.

Deyim : Meydan almak
Anlamı : esk. gelişmek, yayılmak, geniş ölçüde olmak.

Deyim : Meydan açmak
Anlamı : sebep olmak: ‘bu hareket, daha ileride kim bilir ne boğuşmalara meydan açacaktır?’ -r. N. Güntekin.

Deyim : Mal meydanda
Anlamı : bir işin gizli bir yönünün olmadığını belirten bir söz.

Deyim : Foyası meydana (ortaya) çıkmak
Anlamı : bir olay dolayısıyla bir kimsenin kötü niteliği ortaya çıkmak: ‘utanmazlık siyasetinin veya utanmaz siyasinin önünde sonunda foyası meydana çıkar.’ -b. Felek.

Deyim : (birine) meydanı dar etmek
Anlamı : birini çok sıkıntıya sokmak, her yönden sıkıştırmak.

(birine) meydan dayağı çekmek
Deyim : herkesin içinde veya çok dövmek.

Deyim : Ok meydanında buhurdan yakmak
1) geniş bir yeri yetersiz bir şeyle ısıtmaya çalışmak; 2) önemli bir iş için yetersiz imkânlardan yararlanmaya çalışmak.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir