Ayak İle İlgili Deyimler ve Anlamları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ayak ile ilgili deyimleri ve anlamları. İçinde ve anlamında ayak kelimesi geçen deyimler hangileridir? Ayak ilgili atasözler nelerdir? Ayak sözleri…

Deyim : Ayağı (ayakları) dolaşmak
Anlamı : Yürürken telaştan ayakları birbirine takılmak.

Deyim : Ayağı (ayakları) suya ermek
Anlamı : Bir gerçeği anlayarak aklı başına gelmek.

Deyim : Ayağına (ayaklarına) kapanmak
Anlamı : 1) alçalırcasına yalvarmak: ‘sandılar ki ihtiyar bahçıvan, paçaları sıvayacak, yeğenine rabia’yı almak için paşanın ayaklarına kapanacak.’ -h. E. Adıvar. 2) bağışlanmak için yalvarmak.

Deyim : Ayağını (ayaklarını) öpeyim
Anlamı : Hlk. ‘yalvarırım’ anlamında kullanılan bir söz.

Deyim : Ayağını (ayaklarını) sürümek
Anlamı : 1) verilen bir işi ağırdan almak; 2) bir yerden uzaklaşmak üzere bulunmak; 3) halk inanışına göre bir kimse gelirken ardından başkalarının da gelmesine yol açmak; 4) ölmek üzere olmak.

Deyim : Ayağının (ayaklarının) altını öpeyim
Anlamı : ‘yalvarırım’ anlamında kullanılan bir söz: ‘dadıcığım merhamet… Ayaklarının altını öpeyim…’ -h. R. Gürpınar.

Deyim : Ayak açmak (vermek)
Anlamı : Aşıklar arasındaki tartışmalarda veya sıralı söyleyişlerde söze başlamak amacıyla kelime, kelimeler takımı, dize, beyit ile konuyu belirtmek.

Deyim : Ayak almak
Anlamı : Müz. hlk. ayak, çalınan çalgıya uymak.

Deyim : Ayak atmak
Anlamı : 1) girmek: ‘kalabalıktan en hoşlanan insan vagona ayak attı mı derhâl bir inziva hastalığına tutulur.’ -r. N. Güntekin. 2) ilk kez gitmek.

Deyim : Ayak bağı olmak
Anlamı : Bir yere gidilmesine veya bir işin yapılmasına engel olmak: bu çocuk bana ayak bağı oluyor.

Deyim : Ayak basmak
Anlamı : 1) bir yere varmak, ulaşmak: ‘bu bahçeye ayak bastığım andan beri toprağın iyiliğini kendimde hissediyordum.’ -k. Bilbaşar. 2) girmek, gelmek, uğramak: ‘köy evinin içine ayak basar basmaz, elbette bir saman ve hafif tezek kokusu duyulur.’ -s. F. Abasıyanık. 3) mesleğe girmek; 4) bir yere bağlanmak.

Deyim : Ayak basmamak
Anlamı : Bir yere hiç uğramamak: ‘tevfik’in kızı, kendi evladı gibi büyüttüğüm çocuk, konağa ayak basmıyor.’ -h. E. Adıvar.

Deyim : Ayak çekmek
Anlamı : Kandırmaya çalışmak, avutmak.

Deyim : Ayak diremek
Anlamı : Bir düşünceyi, bir davranışı sonuna kadar sürdürmek, kendi tutumundan şaşmamak: ‘inek sütü içmemekte hep böyle ayak direyecek misiniz?’ -n. Hikmet.

Deyim : Ayak oyununa gelmek
Anlamı : Kandırılmak.

Deyim : Ayak sürümek
Anlamı : 1) verilen bir işi ağırdan almak; 2) gönderilen yere isteği ile gitmemek.

Deyim : Ayak tutmak
Anlamı : Hlk. 1) mâni yarışmalarında karşısındakine uyması gereken uyağı vermek: ‘mânicilerden biri ‘gülerler’ diye bir ayak tutar, ona biri karşılık verir.’ -s. Birsel. 2) öncülük etmek; 3) söz açmak; 4) ileride söylenecek bir söze önceden zemin hazırlamak.

Deyim : Ayak uydurmak
Anlamı : 1) yürüyüşte adım atışını başkalarınınkine uydurmak; 2) ayak açmak; 3) mec. kendi gidiş ve davranışını başkasınınkine benzetmek: ‘âdettir, genç kızlar girdikleri ailenin terbiyesine, gidişine ayak uydururlar.’ -s. F. Abasıyanık.

Deyim : Ayak üstünde olmak
Anlamı : 1) dinç olmak, canlı olmak: ‘enişte, delikanlıları gölgede bırakacak kadar çalıştı; hâlâ ayak üstünde.’ -s. M. Alus. 2) iş görür durumda olmak.

Deyim : Ayak vermek
Anlamı : Âşık atışmalarında dinleyicilerden biri uyak belirtmek.

Deyim : Ayak yapmak
Anlamı : Birini aldatmak, kandırmak için dalavere çevirmek.

Deyim : Ayakaltına almak
Anlamı : Hakir görmek, gözden çıkarmak: ‘bunlar kolay kolay ayakaltına alınamaz, değil mi?’ -r. N. Güntekin.

Deyim : Ayakaltında bırakmak
Anlamı : Ezilmesine, yok olmasına göz yummak, korumamak.

Deyim : Ayakaltında dolaşmak
Anlamı : Bir işe yaramadığı hâlde herkesin işine engel olacak bir biçimde ortalıkta dolaşmak.

Deyim : Ayaklar altına almak
Anlamı : Önem verilmesi gereken şeyleri hiçe saymak, çiğnemek: şerefini, namusunu ayaklar altına aldı.

Deyim : Ayaklar baş, başlar ayak olmak
Anlamı : Değersiz kimseler başa geçip değerli kimseler ise en geride bırakılmak.

Deyim : Ayakları geri geri gitmek
Anlamı : Bir yere gönülsüz, istemeye istemeye gitmek.

Deyim : Ayakları üstünde durmak
Anlamı : Başkasının yardımına ihtiyaç duymadan güçlü bir biçimde sorunları çözebilecek durumda olmak.

Deyim : Ayakları yere değmemek
Anlamı : Çok sevinmek.

Deyim : Ayaklarına (ayağına) kara su (sular) inmek
Anlamı : Çok yorulmak, güçsüz, dermansız kalmak: ‘bu şehirde akşama doğru / içime korku / ayaklarıma kara su iner’ -b. Necatigil.

Deyim : Ayaklarını yerden kesmek
Anlamı : Bir taşıta binerek yürümekten kurtulmak.

Deyim : Ayakta kalmak
Anlamı : 1) oturacak yer bulamamak; 2) yıkılmamak, çökmemek: bu yapı beş yüz yıldan beri ayakta kalmıştır. 3) değerini yitirmemek, önemini korumak: ‘ömrü boyunca bu vatan için, bu devletin ayakta kalabilmesi için çalıştı.’ -a. Ümit.

Deyim : Ayakta uyumak
Anlamı : Aşırı dalgın, şaşkın veya yorgun olmak.

Deyim : Binbir ayak bir ayak üstüne
Anlamı : ‘herkesin ayakta olduğu kalabalık’ anlamında kullanılan bir söz.

Deyim : Bir ayak üstünde bin yalan söylemek
Anlamı : Çok kısa sürede pek çok yalan söylemek: ‘bir ayak üstünde kırk yalanın belini büktüğü hâlde para hesabına bir türlü akıl erdiremez, bakkala bozdurulan paranın gerisini daima eksik getirirdi.’ -r. N. Güntekin.

Deyim : Bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek
Anlamı : Çok kısa sürede pek çok yalan söylemek.

Deyim : (bir şeyden) el ayak (etek) çekmek
Anlamı : Uzaklaşmak, kaybolmak: ‘tarzının, yönteminin piyasadan el ayak çekmek zorunda kalacağını açık seçik kavrıyorsunuz.’ -s. İleri. ‘bazı meddahlar da karagöz oynatmış, şahbaz, hayalbaz veya hayalî isimleriyle yaşadıktan sonra temaşa hayatımızdan el etek çekmişlerdir.’ -s. Ayverdi.

Deyim : (bir şeyi) ayakta tutmak
Anlamı : 1) o şeyin sürekliliğini sağlamak: ‘meddahlar seyirciyi meraklandırmayı, ilgilerini sürekli ayakta tutmayı çok iyi bilirler.’ -m. And. 2) bozulmasına, yıkılmasına, çökmesine engel olmak; 3) bir kuruluşun yaşamasını sağlamak.

Deyim : (bir yer) ayağının (ayaklar) altında
Anlamı : Yüksek bir yerden geniş bir alanı görür durumda.

Deyim : (bir yere) ayak atmamak
Anlamı : Bir yere hiç gitmemek, uğramamak.

Deyim : Dört ayak üstüne düşmek
Anlamı : 1) tehlikeli bir durumdan zarar görmeden kurtulmak; 2) işi rast gitmek: ‘yüze gülücü, her dönemde dört ayak üstüne düşen efruz’un hayat hikâyesini sergileyen piyesim, yurtta bini aşkın defa oynadıktan sonra, televizyon oyunu hâline getirilince yasaklandı.’ -h. Taner.

Deyim : El ayak çekilmek
Anlamı : Ortalıkta hiç kimse kalmamak, ıssızlaşıp sessizleşmek: ‘yollar ıssızdı, el ayak çekilmişti, sokaklarda yolu şaşırdım.’ -halikarnas balıkçısı.

Deyim : (el, ayak, parmak) çivi gibi olmak
Anlamı : Çok üşümek, donmak.

Deyim : Elden ayaktan düşmek (kesilmek)
Anlamı : Yaşlılık sebebiyle veya sağlığı büsbütün bozularak çalışamaz duruma gelmek: ‘ve gün battığı zaman artık gülbahar’ın hâli kalmamış, elden ayaktan kesilmişti.’ -y. Kemal.

Deyim : Karaya ayak basmak
Anlamı : 1) deniz, göl vb.nden karaya çıkmak; 2) deniz taşıtından karaya çıkmak.

Deyim : Kedi gibi dört ayak üzerine düşmek
Anlamı : En güç bir durumdan zarar görmeden kurtulmak.

Deyim : Ortama ayak uydurmak
Anlamı : Çevreye uyum sağlamak.

Deyim : Yalın ayak, başı kabak
Anlamı : Çok perişan bir kılıkta: ‘içinde yaz kış, bir don bir gömlekle yalın ayak, başı kabak bir adam oturur.’ -y. K. Karaosmanoğlu.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna - izle porno