Kadınlar Kabir (Mezar) Ziyaretine Gitmesi Caiz midir

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kadınlar kabir ziyareti yapabilir mi? İnsanoğlu bayan olsun erkek olsun fark etmeden bir gün mutlaka bu dünyayı terk edecektir. Bu nedenle bir yakınımız vefat ettiğinde özellikle kadınlar mezarlığa gitmesi günah mı? gibi sorular aklımıza geliyor. Bir hanımefendi mezara gitmesi gerektiğinde nasıl ve ne şekil gitmesi gerekir diye merak ediyoruz. Bu makalemizde kadınların mezar ziyaretinin hükmü nedir? veya Kadınların mezar ziyaretin’de adabı nasıl olmalıdır? gibi soruları kardeşlerimiz için derledik. Ölümü hatırlamak, ölüden ibret almak ve ahireti düşünmek için kabir ziyaret etmek sünnettir. Kendisinin de aynı hallere düşeceğini hatırına getirir. Kimseye kötülük düşünmez. İyi bir müslüman olarak yaşamaya çalışır.

Kabirler, insana ölümü ve ahireti hatırlatır. erkekler kabir ziyaretinde ahireti hatırlamaya ne kadar ihtiyacı varsa kadınlarında belki okadar en azından erkekler kadar kabire gidip ahireti hatırlamaya ihtiyacı vardır. Tabiki daha önceleri kadınlara mezar veya kabir ziyaretleri yasaklanmıştı. Ama sonra bu yasak peygamberimiz tarafından kaldırıldı. Onuda şöyle anlatmaya gayret edelim inşaallah.

Kabir ziyareti, eskiden beri, insanların sapmalarına ve tevhit inancına şirk karıştırmalarına sebep olan konulardandır. Bu yüzden Peygamber (sav) İslâm’ın ilk günlerinde hem erkek, hem kadın için kabir ziyaretini yasaklamıştı. Çünkü birçok putperest ölmüş ecdâdlarının sûretlerini tasvir edip onlara tapıyorlardı. İslâmiyet kuvvetlenince Peygamber (sav) kabir ziyaretine müsaade edip şöyle buyurdu: “Sizi kabir ziyaretinden men etmiştim. Artık kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü size âhireti hatırlatır.” Bu itibarla ibret almak ve ölülere duâ etmek için kabir ziyareti erkekler için bilittifak caizdir.

Fakat kadın için ihtilâflıdır. Bazı ‘ulemayâ göre caiz değildir. Çünkü Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur. Allah kabir ziyaretine giden kadınları lâ’netlemiştir. Cümhûr-u Ulemâya göre; kadın İslâm’a göre ziyaretini edâ ederse, yâni erkeklere karışmaz, gürültü yapmaz ve tesettüre ri’âyet ederse onun da ziyareti sünnettir. Çünkü o da erkek gibi ibret almağa muhtaçtır. Kadınların ziyaretini men’eden hadisler İslâm’ın ilk günlerinde varid olmuştur. Yâni erkekler dâhil herkes için yasak olduğu zamanlarda Peygamber bunları söylemişti.

Abdullah bin Ebi Melike diyor ki: Birgün Hazreti Aişe kabristan ziyaretinden döndü. Bunun üzerine kendisine “Ey müminlerin annesi nereden geliyorsun?” dedi. Aişe:

— Kardeşim Abdurrahman’ın kabrini ziyaret etmekten geliyorum.

— Peygamber (sav) kabirleri ziyaret etmekten men etmemiş miydi?

— Evet men etmişti. Sonra onu serbest bıraktı. Yine Peygamber (sav) oğlunun kabri üzerine ağlayan bir kadının yanından geçti ve: “Allah’tan kork ve sabret”, dedi. Fakat onu men etmedi. Buna benzer çok hadîs vardır.

Hadis şarihleri bu hadislerden şu hususlara dikkat çekerler: Hadisin verdiği izin örtülü olarak çıkan, âhireti düşünen, kabirde yatanlardan ibret alan, bağırıp çağırmayı, yüzünü dövmeyi, yakalarını yırtmayı ve kötü söz etmeyi terk eden kadınlar içindir. Konulan yasak da, anılan uygunsuz davranışlarda bulunan kadınlara mahsustur.

Netice olarak denebilir ki: Hanımlar, özellikle gençler tesettüre riayet etmek, yanlarında anneleri ve teyzeleri gibi yaşlı hanımlar ve yakını olan erkekler bulunmak kaydıyla kabir ziyaretine gidebilirler. Böyle bir tedbir daha çok büyük yerleşim bölgelerinde önem taşımaktadır. Öyle ki, kabir ziyaretine gidip de sevap kazanayım derken, günaha ve bazı istenmeyen hallerle karşılaşma kaçınılmaz olacaktır. Zaten hanımlar bu ziyaretleri her zaman tekrarlamazlar. Ölmüş yakınlarına hediye edecekleri duaları kendi evlerinde okuyarak da göndermeleri mümkün ve daha güzeldir. Şayet ölenlerin imanları varsa, dünyanın neresinde olursa olsun mânevi hediyeler onların ruhuna ulaşır. Mesafenin yakınlığı ve uzaklığı aynıdır.

Biliyoruz ki, dünya fânidir. Her yeni eskiyecek ve her konan göçecektir. Her nefis mutlaka ölümü tadacak, bu dünya hayatı sona erecek ve âhiret hayatı başlayacaktır. Âhiret hayatının ilk kapısı kabirdir. Bu kapıdan içeri giren her insanın ilk sorgusu burada yapılacak. Yüce Allah’ın, bizim için tayin ve takdir buyurduğu hayat güzergâhı böyledir. Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulmaktadır:

“Allah onu (insanı) hangi şeyden yarattı? Az bir sudan (meniden). Onu yarattı ve ona ölçülü bir şekil verdi. Sonra ona yolu kolaylaştırdı. Sonra onu öldürdü ve kabre koydu. Sonra, dilediği vakit onu diriltir. ” (Abese suresi 18-22)

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir