Ramazanda Sahura Kalkmanın Hükmü

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ramazan-ı Şerif ayında oruç tutan Müslümanlar sahura kalkarlar ve yemek yerler. Fecr-i sadık anında da oruca niyet ederler. On bir ayın sultanı olan Ramazan ayı gelince iftarın ve Sahur yemeğini yemenin bereketide artar. Evet belki bir çoğumuz Ramazan ayında sahur’a kalkamıyor? veya Sahursuz oruç tutuyor. Peki Sahur yemeği yemek oruçlu için nedir? denildiğinde öncelikle şunu bilmemiz lazımdır. Hz Peygamber efendimiz Salallahu aleyhi vesellem buyurur ki: “Sahur yemeğinde bereket vardır. Bir yudum su bile içecek olsanız sahura kalkmayı ihmal etmeyiniz. Çünkü sahura kalkana Allah rahmet eder, melekler de bağışlanmaları için dua ederler.” Bu yüzden mümkün mertebe onun bu tavsiyesine uyarak sahur bereketinden istifade etmek gerekir.

Tabi sahurun bir çok bereketli ve manevi özellikleri vardır. Ramazan ayında bir kişi sahura kalkmanın hükmü Müstehaptır. Sahura kalkmak orucun şartlarından değildir. Tavsiye edilir, sünnettir, sağlık açısından son derece faydalıdır. Fakat sahura kalkmayanlar, kalkamayanlar da oruç tutabilirler. Yeter ki imsak vakti başladıktan sonra bir şeyler yenilip içilmesin.

Sahur yemeği yemekle orucu rahatça tutmak,yahut o rahmetin indiği vakit uyanık olmak suretiyle dua ve zikir de bulunmaktır.Ayrıca Rasülüllah Efendimiz;”Bizim orucumuz ile ehli kitabın orucu arasındaki fark,sahur yemeğidir.”buyurmuşlardır.

İmam-ı Merginani, “Müstehab olan, sahur yemeğini yemek ve onu geciktirmektir. Zira, Resul-i Ekrem (sav), ‘Üç şey mürsellerin ahlakındandır: İftarda acele etmek, sahuru geciktirmek ve misvak kullanmak’ buyurmuştur.

Sahura kalkmak ve gece yemeğini yemek müstehaptır. Bunun delili, Ebu Davud’dan maada hadis imamlarının Hz. Enes (ra)’den rivayet ettikleri hadistir. Resulullahın (sav), “Sahura kalkın, çünkü sahurda bereket vardır”(1) buyurduğu sabittir.

Buradaki bereketten muradın, ertesi günün orucuna kuvvet kazanmak veya sevabın ziyadeliği olduğu söylenmiştir. Sahur; seher vaktinde yenilen yemektir. Bu, gecenin son altıda birindedir. Bahır sahibi diyor ki, “Ulemanın sözlerinde, bu sünnetin sadece su ile hasıl olacağını açık olarak görmedim. Ama hadisin zahiri bunu ifade ediyor. Hadis, İmam-ı Ahmed (rh.a)’in rivayet ettiği: “Sahurun hepsi berekettir. Onu bırakmayın!.. Velev ki, biriniz bir yudum su olsun içsin. Çünkü sahura kalkanlara Allah (cc) ve melekleri salat eylerler” hadis-i şerifidir.(2)

Ramazan ayında sahura kalkmak, o günün orucu için niyet hükmündedir.
Ramazan-ı Şerif orucuna niyet eden mükellefin, bu ibadetini kasden ve teammüden bozması haramdır. Keffareti gerektiren bir keyfiyeti haizdir. İmam-ı Merginani, “Ramazan-ı Şerif’te tutulan oruçların dışındakilerde keffaret yoktur. Zira, Ramazan ayında orucu bozmak, cinayet bakımından çok ileri bir derecededir. O, başkası ile aynı şekilde mütalaa edilemez”(3) hükmünü zikretmektedir.

Hanefi fukahası, Resul-i Ekrem (sav)’in: “Kim Ramazan ayında orucunu bozarsa, onun üzerine, zıhar yapan kimsenin üzerine lazım gelen şey (keffaret) gerekir”(4) hadis-i şerifini esas almıştır. Dolayısıyla kasden yiyip-içen musavmi (oruç tutan) kimse, tetabuya riayet ederek (yani arka arkaya olmak şartı ile) altmış gün oruç tutmak mecburiyetindedir. Bu onun üzerine farzdır. Ayrıca bozduğu orucunu kaza etmek durumundadır. Meselenin özü budur. Birbirimize dua edelim.

Orucun geçerliliği ile ilgili doğrudan olmamakla beraber oruç tutmayı biraz daha kolaylaştırmak için Peygamber efendimizin bazı tavsiyeleri olmuştur.

“Sahur yemeği mübârektir. Sahurun tamamı berekettir. Bir yudum su için de olsa, sahura kalkın! Allahü teâlâ ve melekleri, sahura kalkanlara salât ve selâm ederler.” (İ. Ahmed)

“Yedikleri helal olmak şartıyla, hesaba çekilmeyecek üç kişi; oruçlu, sahur yemeği yiyen ve Allah yolunda nöbet tutandır.”(Nesai)

“Sahura kalkmak, Allahın size bağışladığı berekettir, bunu kaçırmayın!” (Nesai)

“Müminin sahurunun hurmayla olması ne güzeldir.” (Ebu Davud)

“Sahura kalkın, sahurda bereket vardır.” (Buhari)

“Sahurda yemek yiyerek, oruç tutmanıza yardımcı olun!” (Beyheki)

(1) Abdi’l Latifi’z Zebidi-Sahih-i Buhari Muhtasarı, Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi- Ankara: 1974 (3 Bsm), C: 6, Sh: 2169, Had. No: 913.
(2) İbn-i Abidin-Reddü’l Muhtar Ale’d Durri’l Muhtar-İst: 1982, C: 4, Sh: 333.
(3) İmam-ı Merginani-A.g.e., C: 1, Sh: 125.
(4) İbn-i Hümam-A.g.e., C: 2, Sh: 70

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir