Ağlebiler Devleti Özet

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tunus’da İbrahim bin Ağleb tarafından kurulan devlet. Zap bölgesi vecivarını idare eden İbrahim bin Ağleb, Halîfe Harun-ur-Reşîd’e müracaat ederek Kuzey Afrika valiliğinin ailesine verilmesi halinde, her sene Bağdad’a kırk bin dinar vergi ödeyeceğini bildirdi. Herseme bin A’yan’ın da tavsiyeleriyle 800 (H. 184) senesinde Halîfe Harun-ur-Reşîd, İbrahim bin Ağleb’i Kuzey Afrika’ya vali tayin etti.

İbrahim bin Ağleb, ileri görüslü, cesur ve çok zekî idi. Mısır alimlerinin büyüklerinden olan Leys bin Sa’d, İbrahim bin Ağleb hakkında; “Bu genç, ilerde önerhli bir kişi olacaktır” buyurmuştu. İbrahim bin Ağleb, vali olunca, bölgedeki isyanları bastırarak duruma hakim oldu. 801 (H. 185) senesinde Kayrevan yakınlarında Abbasiyye şehrini kurdu ve hükûmet merkezini buraya nakletti. İsmen halifeye bağlı olmakla beraber, müstakil bir devlet başkanı gibi hareket etti. Böylece Ağlebiler Devleti kurulmuş oldu.

Bölgedeki isyanlar bir süre sonra tekrar başladı. Tunus’da Bedevî asıllı Hamdis ayaklandı. İbrahim bin Ağleb, isyana karşı imran bin Mahled komutasında büyük bir ordu gönderdi. İsyan bastırılarak asilerin çoğu öldürüldü. İmran bin Mahled, Tunus’un üç kısımlarında etrafına büyük bir kitle toplayan si? İdris bin İdris üzerine yürümek istediyse de, İbrahim bin Ağleb mani oldu. İdris bin İdris’in yanına toplananları dağıtmak için hileye başvurdu. İdris’e bağlı olan Behlül bin Abdulvahid’i çeşitli hediyelerle kendine bağladı. Bir süre sonra Behlül bin Abdulvahid, İbrahim Din Ağleb’in emrine girince, İdris’in etrafında toplananlar kendiliğinden dağıldı.

Ordusunun komutanı olan imran bin Mahled, aynı zamanda İbrahim bin Ağleb’in en yakın arkadaşı idi, Böyle olmasına rağmen araları açıldı ve etrafına topladığı askerlerle İbrahim bin Ağleb’e saldırdı. Kayrevan ve Afrikiyye’nin halkı İmran bin Mahled tarafını tuttular. Aralarındaki savaş bir yıl kadar sürdü. Harun-ur-Resid durumu öğrenince, İbrahim bin Ağleb’e, askere dağıtmak için çok mikdarda mal gönderdi. İbrahim bin Ağleb, mallar gelince; “Emîr-ül-mü’minîn askeri olanlar gelip, hediyelerini alsınlar” diye îlan etti. Bunun üzerine askerleri İmran’ı terkettiler. Bundan istifade eden İbrahim bin Ağleb’in askerleri, imran’ın üzerine saldırdılar. İmran’ın ordusu dağıldı. İmran, Zab şehrine yerleşti ve İbrahim ölünceye kadar burada kaldı.

İmran’ın yenilmesi ile, Tunus’ta fitne ve karışıklık sona erdi. Halk, güven içinde yaşamaya başladı. Bu durum 812 (H. 196) senesi Haziran ayında vefat eden İbrahim bin Ağleb’in valiliği süresince devam etti. İbrahim bin Ağleb’in saltanatı on iki yıl dört ay on gün sürdü. İbrahim bin Ağleb, fıkıh alimi, edlb, hitabeti kuvvetli, ihtiyatlı, harb tekniklerini çok iyi bilen, halkına şefkatli, sözüne sadık ve adil bir kişi idi. Tunus, onun devrinde en rahat günlerini yaşadı.

İbrahim bin Ağleb’in vefatından sonra vasiyeti üzerine oğlu Ebu’l-Abbas Abdullah, Birinci Abdullah ünvanıyla tahta geçti. Birinci Abdullah yakınlarına bile kötü davranan birisiydi. Halkı, ağır vergilerle eziyordu. Bir grup ulema, Birinci Abdullah’ın huzuruna gidip, dinî konularda ve müslümanların hakları hususunda nasihat verdiler ise de, dinlemeyip onlarla alay etti. Bunun üzerine alimler, çorak bir arazide iki rek’at namaz kılıp, Birinci Abdullah’ın müslümanlar üzerindeki zulmünün kalkması ve insanların ondan kurtulmaları için Allahü teâlâya niyazda bulundular. Altı gün sonra, kulagının arkasında çıkan yaradan dolayı 816 (H. 201) senesinde oldu.

Beş sene iki ay saltanat süren Birinci Abdullah’ın yerine, kardeşi Birinci Ziyadetullah geçti. Saltanatının ilk altı senesi rahat ve huzur yilları oldu. 822 (H. 207) senesinde kabile reislerinden Ziyad bin Sehl, buna karşı ayaklandı ise de kısa sürede bertaraf edildi. Ayaklanmanın bastırılmasından sonra da, Mensur bin Nusayr baş kaldırdı. Birinci Ziyadetullah ona karşı Muhammed bin Hamza komutasında bir ordu gönderdi. Muhammed bin Hamza, isyanı bastırdı ve bir çok şehri ele geçirdi.

Agabeyi gibi zalim olan Ziyadetullah’dan halk nefret ediyordu. Zamanında Mensur, Kayrevan üzerine yürüyerek şehri kuşattı. Ziyadetullah bir çok cephede onunla savaşmak mecburiyetinde kaldı. Nihayet 824 (H. 209) senesi Eylül ayında Mensur’u mağlub etti. Kağan Mensur’u takib için kardeşinin oğlunu bir ordu ile gönderdiyse de bu ordu yenildi. Mensur tekrar Kayrevan’ı kuşattı. Ziyadetullah zor durumda kaldı. Mensur’u 826 (H. 211) yılında kendi adamlarından Amir bin Naft öldürdü. Bunun üzerine; Ağlebîler Devleti’ni, yıkılma durumuna getiren ayaklanmalar bir süre daha devam edip 828 (H. 213) senesinde sona erdi.

O zamanda Sicilya komutanlarından Euphemius, bir mes’ele yüzünden Sicilya’dan kaçıp Ziyadetullah’a sığındı ve Sicilya’nın kolayca fethedilebileceğini anlattı. Bunun üzerine Ziyadetullah, yüz gemiden meydana gelen bir donanma hazırlattı ve Esed bin Furat’ı donanmaya komutan tayin etti. Donanma, Sicilya’ya vardı. Karada yapılan savaşlarda hıristiyanlar büyük bir hezimete uğradı. Komutanları Esed bin Furat ölünce müslümanlar Muhammed bin Ebu’l-Cevarî’yi komutan seçtiler. Mineo ve Girgente gibi bir kaç kaleyi ellerine geçiren müslümanlar, Birinci Ziyadetullah’ın ölümüne kadar fetihlere devam ettiler. Tunus’tan yardım gelmesine rağmen, adanın tamammi ele geçiremediler. Sicilya şehirleri Rumlarla müslümanlar arasında el değiştiriyordu.

837 (H. 223) senesinde Birinci Ziyadetullah ölünce, yerine kardeşi Ebu Ikal geçti. Ebu Ikal, kardeşleri gibi zulmü seçmedi. Me’mûrlarına bol maaş ve hediyeler vererek, halka muhtaç olmalarını önledi. İçki içmeyi ve satışını yasakladı. Zamanında bazı Berberî kabileler ayaklandı ise de, bunlar, Îsâ bin Rey’an tarafından bastırıldı. İki sene dokuz ay süren kısa bir saltanattan sonra, 841 (H. 226) senesinin Ocak ayında elli üç yaşında iken vefat etti.

Ebu Ikal’ın vefatı üzerine, yerine Birinci Muhammed geçti. Devrinde bir çok hadiseler meydana geldi. Kardeşi Ahmed, bir ordu ile Abbasiyye şehrine saldırdı. Vezir Ebu Abdullah Ali bin Humeyd’i oldurttu. Birinci Muhammed’in askerleri ile kardeşi Ahmed’in adamları arasında şiddetli çarpışmalar başladı. Ahmed’in adamları; “Biz Melik Muhammed’e karşı değiliz. Sizleri ve bizleri fakir bırakan Ali bin Humeyd’e karşı ayaklandık” deyince, Meliğin askerleri savaşı bıraktılar. Melik Muhammed, kardeşini huzuruna kabul etti. Munakasah geçen görüşmeden sonra, Melik ünvanını kullanmamak şartıyla devlet idaresini kardeşi Ahmed’e bıraktı. Ahmed, istediğini vazifeden azl etti, istediğine çeşitli vazifeler verdi. 846 (H. 232) senesinde Melik Muhammed, kardeşini hapsettirdi. Daha sonra da doğuya sürdü.

Kardeşi Ahmed’in ayaklanması, sona ermeden Zab emiri Salim bin Galbun baş kaldırarak Kayrevan üzerine yürüdü ve Melik Muhammed’in ordusuyla yaptığı muharebede öldürüldü. 846 (H. 234) senesinde ise Ömer bin Suleym ayaklandı. 850 (H. 236) senesinde Ömer bin Suleym’in öldürülmesiyle, Ağlebîler Devleti’nde bir rahatlık oldu. Melik Muhammed, on beş sene sekiz ay on iki gün saltanat sürdükten sonra, 856 (H. 242) senesinde vefat etti.

Çok dindar olan Melik Muhammed, iyi huylu, güzel ahlâkli, cömert, adil ve şefkatli bir hükümdardı. Halkına zulm etmekten çok sakınırdı. Ramazan geceleri sokaklarda dolaşır, hayvanlara yüklettiği para ve malları fakirlere dağıtırdı.

Melik Birinci Muhammed’in yerine, oğlu Ahmed geçti. Melik Ahmed de babası gibi adil bir idareci idi. Askerlerine bol ihsanlarda bulunurdu. Pekçok kale inşa ettirdi. Yedi yıl on ay on iki gün süren saltanatı zamanında herhangi bir ayaklanma olmadı. 863 (H. 249) senesi Ocak ayının üçünde yirmi sekiz yaşında vefat etti.

Melik Ahmed’in yerine kardeşi ikinci Ziyadetullah geçti. Melik İkinci Ziyadetullah da babası ve ağabeyinin yolundan yürüdü. Saltanatı bir yıl altı gün sürdü. 864 (H. 250) senesi Aralık ayının yirmi dördünde vefat etti. Yerine kardeşinin oğlu İkinci Muhammed gecti. Melik Muhammed ava çok düşkündü. Babası ve amcası gibi o da halka çok iyi muamelede bulundu. 874 (H. 261) yılında vefat eden Melik ikinci Muhammed’in on sene beş buçuk ay süren saltanat döneminde Sicilya’daki mücadeleye devam edildi. Hükümdarlığı sırasında dört Abbasî halifesi değişti. Halffelerin hepsi onun hükümdarlığını tasdik ettiler.

Yerine oğlu Ebu Ikal geçti. Melik ikinci İbrahim, saltanatı, bir kaç günlük hükümdar olan yeğeni Ebu Ikal bin Muhammed’in elinden zorla aldı. İkinci İbrahim, Tunus Ağlebî sultanlarının en çok saltanat süreni oldu. 877 (H. 263) senesinde Rakkade şehrini kurdu. Aynı yıl Saragossa feth edildi. Melik İbrahim, devlet idaresinde adil ve ihtiyatlıydi. Tunus’ta emniyet ve asayişi sağladı. Pazartesi ve Perşembe günleri Kayrevan Camii’nde mahkeme kurar, davacı ve davalıları sabırla dinler ve aralarında adaletle hüküm verirdi. İhsanı bol olup, iyilik yapmayı çok severdi. Malının çoğunu sadaka olarak dağıttı. Yirmi sekiz yıl altı ay on iki gün saltanat sürdükten sonra, 902 (H. 289) senesinde vefat etti.

Melik ikinci İbrahim’in ölümünden sonra yerine oğlu Abdullah Ebu’l-Abbas geçti. Melik Abdullah dokuz ay on bir günlük kısa bir saltanattan sonra köleleri tarafından öldürüldü. Yerine, isyan etmek isteyip de hapse attığı oğlu Üçüncü Ziyadetullah geçti.

Melik Üçüncü Ziyadetullah, Ağlebi sultanlarının sonuncusu oldu. Fatımî propagandacısı Ebu Abdullah eş-Şüii, bu hükümdar zamanında bilhassa haricîler arasında faaliyetlerini arttırdı. Ebu Abdullah, Melik Ziyadetullah’ın zevk ve sefaya dalmasını fırsat bilerek, sapık fikirlerini kısa zamanda yaydı ve bir çok şehri ele geçirdi. Vezirlerin çoğu da onun fikirlerini benimseyince, 904 (H. 291) senesinde, Kayrevan’ın batısında kalan bölgeler Fatımîlerin eline geçti. Sonunda Üçüncü Ziyadetullah, tahtını bırakıp Mısır’a kaçınca, bir asır boyunca süren Ağlebî hükümdârlığı son buldu. Toprakları Fatımîlerin eline geçti.


1) Kâmûs-ul-a’lam; cild-2, sh. 998

2) Tarih-i Taberi

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir