Hazreti Musa Aleyhisselam

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ONDAN GAYRI HANGİ KAPIYA GİDİLİR Kİ?
Hazret-i Mûsa (Aleyhisselâm)”m devrinde bir adam vaıkîı… Bir gün Allah’ın aziz peygamberinin huzuruna gelip İman etti. Ne var ki, kâfir iken yapmış olduğu birtakim kötü fiiller ve günahlar da gönül defterini iyice kirletmişti…

Samimi bir şekilde tevbe etmek gerekiyordu… O da öyle yaptı. Yaptı ama, çok geçmeden tevbesini yine bozdu… Çünkü kâfirlik günlerinde alışkanlık hâline getirdiği kötülüklerden bir türlü kurtulamıyordu… Aşağılık şeytan da nefs timsahım şahlandırarak adamın helakine ça-j lışıyordu…

Allah”ın şerefli peygamberi Hazret-i Mûsa:

—    Ey adam, diyordu, câhillik etme, tevbeni bozma, sonra helâk olursun!…

Hâsılı o irfanı kıt adam tâm 70 defa tevbe etmiş, 70 defa da tevbesini bozuvermişti…

Azîz ve Çelil olan Allah Hazret-i Musa”ya vahyedip buyurdu ki:

—    Yâ Mûsa!. O dönüp duran, adama söyle, kendisine bir tek imkân daha tanıyorum… Artık bu isyana son versin… Kat”i olarak tevbe etsin ve bir daha kötülüğe

i adım atmasın… Aksi takdirde rahmet kapüanmı yüzüne kapatacak, onu yüzüstü cehenneme atacağım!…

Hazret-i Mûsa, o tevbeden dönüp duran adamı karşısına aldı ve Rabbinin emrini bildirdi:

—    Ey kötülük peşinde koşan, koşma!… Kan içici düşman seni helâk etmeden tevbe et. Rabbin sana bir imkân daha tamdı. Bu defa da isyanı kendine iş edinirsen sen bilirsin. Artık kulluktan da uzaksın, merhametten de…

O eli eteği günah çamuruna batan adam hemencecik sıdk ile tevbe etti:

Tevbe olsun, dedi, nasıl ateşe koşarım ki?…

Böyle dedi ama çok geçmeden yine tevbeyi bozdu, yine bulanık sular gibi kötülüğün ve günahın kuyusuna akıverdi..,

Hâlikı Kerim Hazretleri şerefli peygamberi Musa (Aleyhisselâm)a vahyetti
—    Yâ Mûsa!… Kuluma söyle, artık benimle onun bir 1 irtibatı kalmadı. Ben ona küstüm, rahmet kapımı kapattım, nereye giderse gitsin, kime sığınırsa sığınsın… Kendisine cehennem azabını hazırladım…

Hazret-i Mûsa yürekler dağlayarak yine adama geldi ve dedi:

—    Vah sana!… Senin işin bitti artık… Rabbin seni i kulluk defterinden sildi… Senin için cehennem azabını i takdir etti. Şimdi hâlin nice olur?…

O yetmiş defa tevbeyi bozan ve ipler gibi kıvrım kıv-nm kıvrılan adam bu sözü duyar duymaz bir âh kopardı… Hem öyle bir âh ki, sanki ciğerleri sökülüyordu…

Derhal başına topraklar saçmaya başladı… Yerini \ yurdunu terk etti, dağlara çıktı… Gözleri de iplik iplik \ yaşlar akıtıyordu… Dağın en yüksek tepesine vanp ana-\ dan üryan soyundu… Yüzünü gözünü topraklara sürü-\ yor, avuç avuç toprağı alıp başına saçıyordu… Hıçkıra hıçkıra ağlayarak:

—    Ey Hâlikı Zîşânım, diyordu, senin rahmet denizin benim günahlarımla kirlenecek kadar küçük müydü?…

tlâhi!… Senin affm, mağfiretin, rahmetin beni örte-miyecek kadar az mı idi? Ben cahillik ettim, nefse uydum, emrini tutmadım, sana isyan ettim. Fakat senin şefkatin, rahmetin, mağfiretin nerede?… Yüce bir peygamberini benim gibi âciz bir kul için vasıta kıldın da:

—    O günahkâra söyle, artık onu af etmiyeceğim, buyurdun!…

Ey nihayetsiz kudret sâhibi Allah!… Sen bana azab edersen, ben bu azâbı çoktan haketmiş bulunuyorum. Benim günahım gerçekten büyük. Ne var ki, senin rahmetinin karşısında kendi günahımı büyük görmekten utanırım, Sen bana azab edersen şeytanlar bayram edecek, sevinecek, dostların ise mahzun olacaklardır. Dostlarını mahzun etmek, düşmanlarım güldürmek senin şânına yakışır mı?

Ey Rabbim!… Dertliyim, inlerim, hâcetim var, meded kül…

Adam hem bu sözleri söylüyor, hem de kendisini yerden yere vuruyordu. Nihayet topraklara gark olan vücudu cansız kalıverdi… Can kuşu ten kafesini terketmiş, oracıkta ölü vermişti…

Hâli şimdi görünüz… Dağın tepesinde Rabbine yalva-ra yalvara kendini helâk eden bu adama yüce Rabbi Haz-ret-i Musa’yı gönderecekti… Evet, az sonra Hazret-i Cibril Mûsa (Aleyhisselâm) ‘m huzurundaydı ve ona Allah”ın vahyini bildiriyordu:

—    Yâ Mûsa!… Filân dağın tepesinde bir evliyâ kulum öldü, hemen git onun cenazesini kaldır!…

Hazret-i Mûsa nefes nefese o dağa gitti ve tepesine çıktı…

O da ne? Hayret ve dehşetle gördü ki, 70 defa tevbe eden ve 70 kere tevbesini bozan adamdan başka kimse yoktu… Adam kanlara gark olmuş, kara toprağın üzerine cansız serilip kalmıştı…

Allah”ın emri olduğu için derhal o adamı yıkadı, kefenledi, namazım kıldı ve oracıkta onu bir kabre koydu… Sonra Rabbi Kerîmine yüz tuttu:

—    Ey Rabbim, dedi, bu o kulun!… Senin hikmetinden sual olunmaz!… Bu adam nasıl bir amel işledi ki, beni onun ayağına gönderdin?…

Aziz ve Çelil olan Allah buyurdu ki:

—    Yâ Mûsa!. O kulum benim huzurumda öyle ağlar dı, öyle ciğerler dağladı, öyle sözler söyledi ki beni de utandırdı. Onu yine affettim, rahmet kapımı ona yine açtım, onu tamâmiyle bağışladım!…

Evet:

Tevbe günah kirinin bir temizlik kuması,

O çeşmeye gel de sil gönül aynandan pası!…

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna