Ya Rabbi Onu Sana Havale Ettim / Zalimle Mazlum

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ZALİMLE MAZLUM
Bir gün, ihtiyar bir adam, Haccâc-ı Zâlime hürmet etmedi, ona karşı mücadele yolunu tuttu… Haccâc fena halde kızdı ve bağırdı:

—    Buna ölüm!…

Ne var ki, ihtiyar hikmetle konuşan bir adamdı… Haccâc”ın her sözünü delil ile çürütüyor ve o zâlimi susturuyordu… Tabiî ki Haccâc”m öfkesi gittikçe şiddetleniyordu…

Zâlimlerin âdetidir, söz ile başa çıkamazlarsa hemen cenge kalkışırlar. Haccâc-ı Zâlim de cenk yolunu tuttu ve cellâdına emir verdi:

—    Çabuk, şunun boynunu vur, kanını dök!…

İhtiyar adam önce kıkır kıkır güldü… Sonra da hıç-kıra hıçkıra ağlamaya koyuldu…

Haccâc, adamın hâline şaştı… Gerçekten şaşılacak bir haldi

—    Ey ihtiyar, dedi, neye güldün? Madem güldün, şimdi niçin ağlıyorsun?

ihtiyar ıslak gözlerini aralayıp şöyle dedi:

—    Güldüm!… Çünkü toprağa zâlim olarak değil mazlum olarak gireceğim. Ağladım, çünkü arkada dört tane küçük ve bakıma muhtaç çocuğum var!…

Orada olan vicdan sâhibi bir adam Haccâc”a dönüp dedi ki:

—    Ey emir!… Şu ihtiyardan ne istiyorsun? Vazgeç!… Bakınız, birkaç can ona dayanıyor, onun sayesinde geçiniyorlar. Şimdi bu kadar insanın hayatım söndürmek münasip değildir. Büyüklük yap, bağışla, kerem göster. Bu ihtiyara acımazsan masum yavrularına acı… Bu kadar yüreğe ateş basarak .yara açarsan, yarın kıyâmet gününde hâlin nice olur? Mazlumun âhmdan kork!…

Haccâc bu, zalimliği dillerde destan olan biri, hiç işinin sonunu düşünür mü? Korkunç; emrini tekrarladı:

—    Çabuk, şunun boynunu vurun!…

Ve ihtiyarın kafası bir kılıç darbesiyle gövdesinden ayrıldı. Kam, toprağın gözüne sürme edildi…

Bir büyük zât bu acıklı hâdiseden müteessir olup o geceyi ızdırap içinde geçirdi ve o gece haksız yere öldürülen ihtiyarı rüyasında gördü…

—    Ey er, dedi, nasılsın; nasıl can verdin?

ihtiyar, yanaklarına tatlı bir gülücük kondurup dedi ki:

—    Can vermek işi bir dakika içinde bitti. Fakat Hac-câc kıyâmete kadar cezasını çekecektir. Kıyâmette de onunla hesaplaşmamız olacak ki, onu ne ben söyliyeyim, ne de sen sor!…

Mazlumun âhmdan korkmak gerek… Gönlü yaralı bir mazlumun geceleyin ciğeri yana yana:

—- Yâ Rabbi, onu sana havale ettim, demesinden sakın!…

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir