KONYA- ALAADDİN TÜRBESİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ALÂ-ED-DÎN TEPESİ’nin en hâkim noktasına kurulan bu türbe; altında büyük sekiz Selçuk Türk hükümdarını gölgelediği için duyduğu gururu ve KONYA’nın şerefli ve şanlı tarihini ufuklara ve göklere müjdele-mek için açılmış bir bayrağa benzer.

Sabahın altun akisleri içinde uyanan, gurubun penbe bulutları içinde yanan, bazan Konya Ova sının sonsuz serablarına dalan, bazan beyaz örtülü TAKKELİ ve LORAS-ı kendisine yastık yapan ALÂ-ED-DİN TÜRBE-Sİ’ni ben Türklerin mukaddes çadırına benzetirim.

Ev ve barka bağlılığı ve müsafir sevgisini mukaddes sayan ilk dedelerimiz çadıra taparlardı. Yüksek bir yere kurdukları çadırın üstüne de müsafir çağırdıklarını ifade eden bir bayrak dikerlerdi. Tekâmül yollarında ilerleyerek ’ çadırdan evlere ve saraylara geçen Türk-ler altun tellerle dokudukları mukaddes bir çadırı hükümdarlarının saraylarının üstüne kurarlardı. Selçuklular gibi daha başka Türk siyasî teşekkülleri bu mukaddes çadırı küçülterek ve şemsiye haline sokarak (Cetr) adıyla başlarının üstünde gezdirirlerdi. Mahrutî künbetler ilk ifadelerini işte bu kudsal telekkiden aldıkları içifl çadır şeklinde yapılıyorlardı.

ALÂ-ED-DÎN TÜRBESÎ KONYA’ya hangi yönden girerse girsin; muhteşem ve dâvetkâr endamiyle seyyahın ve ziyaretçinin gözlerini ve gönüllerini üstünde toplar.

KONYA KAYSERİ, KARAMAN gibi büyük Selçuk şehirlerinde bu ayarda bundan büyük ve yüksek mahrutl bir türbe yoktur. Başka Selçuk şehirlerinde bulunduğunu da bilmiyorum. Yerinin yüksekliğinden de mâna alan Türbe her bakımdan eşsizdir, tektir.

Türbenin üstü eskiden te-mamen mavi çinilerle kaplanmıştı. Eteğinde de beyaz yazılarla işlenmiş yine çiniden lâ-civerd bir kuşak vardı. Türbe bu durumuyla göklerin rengini üstünde teksif etmişti. Güneşten aldığı parıltıyı ÎSKENDERÎYE’nin efsanevî aynası gibi çok uzaklara aksettirirdi. O; ihtişamlı, azametli ve çok güzel Selçuk baş şehrinin bir mavi boncuğu, nazarlığı idi. Kem nazarları üstünde eritirdi. Türbe ALÂ-ED-DÎN CÂMİİ’nin (Câmi-i atik-ı Sultanî’nin ) ilk nüvesini teşkil eden kubbeli kısmın kuzey doğusundadır. Mâ-bedin mihrabından kuzeye çekilen mevhum bir hattın bir doğusunda kalır. Batısında da şimale doğru bir az çıkmış olan diğer türbe vardır. Bedeni kırmızımtrak sert SİLLE ve yer yer GÖDENE taşı ile yapılan türbe sekiz yüzlüdür. Bedenin muayyen ayrılıkla iki yerinde hatıl gibi kullanılan daha koyu renkli taşlar sülün endama kemer gibi yakışmıştır. ört cephesine yarma şeklinde süslü taş çerçeveli birer pençere açılır. Türbenin her yüzünün genişliği dışarıdan 5.50 metredir. Türbeden doğu kuzeyine 2.50 genişliğinde bir sahanlıktan 1.13 eninde 2. 20 yüksekliğinde sonradan pençere haline konulan bir kapı açılır. Halk buna (Hâcet penceresi) derler. Kapının önündeki sahanlığa soldan taş basamaklı merdivenle çıkılır. Kapının altında türbenin mumyalığının, bodrum katının kapısı vardır. Bizim bir mecmuada ve bir İstanbul gazetesinde bu türbe hakkmdaki neşriyatımız üzerine Tarih kurumu tarafından buray âdi bir tahta kapı yaptırılmış ve jütüne de şöyle bir levha asılmıştır. (Türk Tarih Kurumu Konya hafriyat hey’eti diyarlarla kapıyı yaptırmıştır. 1.8.1941)

Kapmın iç söveleri mermerdir. Kemerinin bağlantı taşı çok enteresandır. Kıpıyı üst tarafından hendesî kabartmalarla süslü taşlar sarar.

Kapının büyük kemerinin altında kitabe yerine gayri İslâm! devirlere üstüne çiçekler, hendesî şekiller işlenmiş ortasında haç taşıyan bir mermer taş itina ile yerleştirilmiştir. Türbenin mimarı; hiristiyan taşçı tarafından yapılan bu kıymetli parçayı atmaya kıyamadığı için salibin kollarını

kazıtarak buraya koymak suretile bir bizans sanat eserinin ömrünü uzatmıştır.
Bu, o devirde – gayri İslâmî de olsa – her çeşit sanat eserlerine karşı gösterilen büyük alâkanın güzel bir örneğidir. Üstündeki yuvalardan anladığımıza göre salibin ve etrafındaki süslerin üstüne vaktiyle kıymetli taşlar oturtulmuştu. Salibin üstünde de altun bir salip vardı. Kemerin üstünde güzel bir yuva içinde bir küçük pençere vardır.

Türbenin içinde hâcet penceresinin önünden güneye doğru iki sıra halinde sekiz sanduka vardır. Doğu tarafdaki birinci sırada 6, İkinci sırada iki sanduka görülür. Sandukaların hepsi devirlerinin çinileriyle kaplı idi. İkinci sıradakilerle birinci sıradan 6 ncı sandukanın çinileri temamen soyulmuş ve yok olmuştur.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna