Câmi ve Türbe; KONYA İSTASYONU’ndan şehre inerken ziraat âbidesine varmadan sola sapan ilk sokağın tam karşısmdadır. Câmiin güneye açılan dış kapısı âdi taş çerçivelidir. Üstünde iki kitabe görülür. Girift bir Selçuk sülüsüyle yazılan altındaki üç satırlık birinci kitabe şudur :
Kitabeyi dilimize şöyle çeviririz :
(Bu mübarek mamure içindeki muhakkik ve rabbani âlim Sadr-ed-din Muhammed îbn-i îshak ibn-i Muhammed’in – Allah kendisinden razi olsun -türbesi; vakfiyesinde şartları belli edildiği ve yazıldığı veçhile kendisinin vakfeylediği kitapları ihtiva eden kütüphanesiyle beraber ashabından; kalble-riyle ve kalıplarıyla Tanrıya yönelen salih fakirler adına 673 yılı aylarında yapıldı.)
Bu kitabe bize şunları öğretmektedir :
1 — Sadr-ed-din-i Konevî’nin Adı; Mehmed, Babasınmki Ishak, dedesi-ninki de Mehmed’dir. (2)
2 — Yapılan mamure içinde kendisinin bir türbesi ve kütüphanesi vardır.
3 — Mâmurenin bir vakfiyesi vardır. Bu vakfiyede vakfettiği kitapların sayısı ve bunların idare ve idame şekilleri açıkça gösterilmiştir.
4 — Bu imaret ve kütüphane herkes için değil Sadr-ed-din-i KonevPniü ashabından iyi halli, salih fakirler için yaptırılmıştır.
5 — Mamure 673 H. 1274 M. yılında yapılmıştır. Fakat yapıldığı ay müphem bırakılmtştır*
6 — Kitabede yapıldığı zamanın hükümdarı gibi yaptıran hakkında da hiç bir işaret yoktur.
Bizans devrine ait sütun başlığı yerleştirilmiştir. Bu başlığa açık mavi bir çini gömülmüştür. Kıble pençeresinin içlerine mavi çiniler döşenmiştir. Çini mihrabın üstünün sol tarafı çatlamıştır. Muhteşem mihrabın dıvardan taşkın olmasından ve üstündeki çini parçasından şu mânâyı çıkarıyoruz : Eskiden mâbed kubbeli idi, dıvarlan da kıymetli çinilerle süslü idi. Türk oymacılık ve tahta işçilik sanatının şaheser birer örnekleri olan pençere kapakları İSTANBUL Âsar-i Atika Müzesine gönderilmiş, ÇÎNİLÎ KÖŞK’de teşhire konulmuştu.
Camiin içindeki çini mihraptan ve müzeye nakledilen pençere kapaklarından ve üç toprak sandukalı mezardan başka eski mamureye ait hiç bir şey kalmamıştır. Ferid paşa zamanında mâbed âdetâ yeniden yapılmış ve genişletilmiştir, içeriye girince müezzin mahfiline çıkan merdiven’in altında sıra ite üç toprak sandukalı mezar vardır. Bunlar eskiden açıkda iken Ferid paşa zamanında mâbed genişletilirken içeriye alınmışlardır. Üç mezarın baş ve ayak uçlarında baklava biçimin- I Sadr-ed-din Konevî Câmii Pençeresinin Kapağı de mermerden yapılmış yedi (îstanbulda Türk ve îslâm Eserleri füzesinde) taş vardır.
Camiin kapısı üstündeki kitabeden bu mamurenin Sadr-ed-din-i Konevi’nin sağlığında mı, yoksa öldükden sonra mı yapıldığı hakkında kesin bir hüküm çıkarmak mümkin değildir. Kitabedeki dua cümlesi sağ olanlar hakkında da kullanıldığı için bizi tenvir edemez, Kitabede inşa yılı gösterildiği halde ayı ve günü gösterilmemiştir.
