Nasrettin Hoca Sen de haklısın hanım
Nasreddin Hoca’nın kadılık (hakimlik) ettiği günlerde adamın biri yanına gelir. Adam, komşusundan şikâyetçidir. Derdini anlatır. Hoca, adamı güzelce dinledikten sonra:
– Haklısın! diyerek gönderir.
Biraz sonra adamın şikâyetçi olduğu komşusu çıkagelir. O da az önce gelen komşusundan şikâyetçidir. Derdini anlatır, hakkının verilmesini ister.
Hoca onu da güzelce dinler. Sonra:
– Haklısın! diyerek onu da yollar.
O sırada Hoca’nın yanma gelmiş bulunan ve komşulara kulak misafiri olan karısı, bu işe şaşar. Hocaya:
– İlahi Hoca Efendi! Sen ne biçim kadısın? Birbirinden şikâyetçi olan iki adamın ikisi birden hiç haklı olur mu? diye sorar.
Karısının bu sözleri üzerine Hoca, bir süre düşündükten sonra ona da şu karşılığı verir:
– Hatun, sen de haklısın.
Nasreddin Hoca, bu hikâyede sözünde durmayan, emâneti hor kullanan insanlara gereken dersi vermiştir.
- Aldığımız emanetleri yıpratmadan, vaktinde geri vermesini bilmeliyiz. Aksi halde lazım olunca, isteğimize olumlu cevap alamayabiliriz.
- Aldığını vermeyen, aradığında bulamaz. Aldığını veren ise, aradığım bulur. İnsan aldığı borcu ödemezse, tekrar ihtiyaç duyduğundan kimse ona bir şey vermez.