“B” Harfi ile ilgili Deyimler
Bıyık burmak :
1. Gösteriş yapmak amacıyla devamlı olarak bıyıklarını kıvırmak, erkeklik, kabadayılık taslamak. 2. Bıyığını başparmakla işaret parmağı arasında döndürerek bükmek.
Biçilmiş kaftan :
Tam istediği gibi, tam uygun, layık olan, yakışan.
Bildiğinden geri kalmamak (şaşmamak) :
İnandığı, doğru bildiği yoldan ayrılmamak, direnmek. İnat ve ısrar etmek.
Bildiğini okumak (yapmak) :
Kim ne derse desin, kimseden etkilenmeden kendi istediği, bildiği gibi davranmak.
Bile bile lades :
Bile bile aldanmış görünmek. Kötü bir durumu, öyle gerektiği için bile bile kabullenmek.
Bilgiçlik taslamak :
Yeterli bilgisi olmadığı konularda bile kendisinini biliyormuş gibi göstermek, öyle davranmak.
Bilmemezlikten (bilmezlikten) gelmek :
Bir konuda haberi olduğu halde, haberi yokmuş gibi davranmak, bilmiyor görünmek, yadsımak.
Bin (kırk) dereden su getirmek :
Bir işi yapmamak için türlü bahaneler ileri sürmek.
Bin tarakta bezi olmak :
Aynı anda birçok işle uğraşmak.
Bindiği (oturduğu) dalı kesmek :
Kendisine gerekli ve yararlı olan şeyi kendi eliyle yok etmek.
Bini bir akçeye (paraya) :
Çok ucuz, çok bol.
Bir arpa boyu gitmek (ilerlemek) :
Çok az yok almak. Yapılan bir işte istenilen seviyeye ulaşamamak.
Bir atımlık barutu kalmak (olmak) :
Bir konuda yapabilecek çok az şeyi kalmak, son kozu kalmak.
Bir ayağı çukurda :
Ölümü yaklaşmış olmak, yaşayacak az ömrü kalmış olmak.
Bir çift sözü olmak :
Bir konuda söyleyecek bir şeyleri bulunmak.
Bir çuval inciri berbat (murdar) etmek :
Yolunda giden bir işi, yaptığı bir yanlış davranış yüzünden bozmak.
Bir dediğini iki etmemek :
Birinin her istediğini yerine getirmek.
Bir deri bir kemik :
Çok zayıf, güçsüz, çelimsiz, kuru.
Bir dikili ağacı olmamak :
Hiçbir malı mülkü olmamak.
Bir dilim ekmek pahasına :
Karnını doyurmak amacıyla.Secdem.net
Bir dirhem et, bin ayıp örter :
Zayıf ve cılız insanlar biraz kilo aldıklarında, daha canlı ve sevimli görünürler.
Bir eli yağda, bir eli balda :
Elindeki geniş olanaklardan bol bol yararlanmakta, bolluk, varlık içinde.
Bir elin (elle) verdiğini öbür elle almak :
Bir davranışıyla sağladığı faydayı, başka bir davranışla yok etmek.
Bir gömlek yukarı :
Bir derece daha iyi.
Bir gözü kör, bir kulağı sağır olmak : Çevresinde gelişen olayları görmemiş ve duymamış gibi davranmak.
Bir hal olmak ::
1. Bir şeyi yapmaktan usanmak, yorulmak, bezmek. 2. Huyu değişmek. 3. Bir kazaya uğramış olmak.
Bir içim su : Çok güzel genç kız.
Bir iğne bir iplik olmak (kalmak) :
Bir rahatsızlık veya üzüntüden çok zayıflamış olmak.
Bir inat bir murat :
İnatçı kişi, inadıyla istediğini elde eder.