Yemek İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yemek ile ilgili atasözleri ve anlamları. Yemek kelimesi ile ilgili atasözleri hangileridir? Yemekle ilgili olan cümle atasözleri nelerdir?

Atasözlerinin kim tarafından ne zaman söylendiği bilinmez. Atalardan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan (anonim) düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir. Atasözleri, geçmiş kuşaklardan süzüle süzüle günümüze kadar gelmiş özellikleri sözün içerdiği anlama göre değişir. Atasözü pek çok dalda eğitici yol gösteren, öğüt veren kalıplaşmış sözlerdir.

YEMEK İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ VE ANLAMI

Meyve veren ağaç taşlanır: Güzel iş yapan insanlar kıskanılır ve kötülenmeye çalışılır.

Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer. İnsan bir hata yaptığında tekrar yapmamak için dikkat eder.

Ucuz etin yahnisi tatsız olur: Kalitesiz ürünlerle hazırlanan her şey daha kısa sürede bozulur.

Üzüm üzüme baka baka kararır: Birlikte geçirilen süre sonrasında insanlar birbirine benzemeye başlar.

Zengin helvasını baldan pişirir, züğürt derman için pekmez bulamaz: Zengin insanlar tüm ihtiyaçlarını karşılayabiliyorken fakir insanlar için önemli olan şey hayati ihtiyaçlarını karşılayabilmektir.

Keskin sirke küpüne zarar: Anlık kızgınlıklarla hareket edenler kötü sonuçlar elde edebilir.

Büyük lokma ye, büyük söz söyleme: Büyük konuşmamak çok önemlidir, insan yapmayacağını söylediği şeyleri yapmak durumunda kalabilir.

Fazla aş, ya karın ağrıtır ya baş: Bkz: azıcık aşım, kaygısız başım

Dut kurusu ile yar sevilmez: Büyük özverilerle gerçekleşebilecek bir şey hiç çalışmadan elde edilemez.

Eşek hoşaftan ne anlar: Bilgisiz, görgüsüz kimse inceliklerin farkına varamaz, güzelliği onurlandıramaz.

Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır: Herkesin birbirinden farklı bir iş yapış tarzı vardır.

Hatır için çiğ tavuk yenir: İnsan sevdiği birisi için her şeyi yapabilir.

Kaymağı seven mandayı yanında taşır: Gülü seven dikenine katlanır ile aynı anlamdadır. Eğer bir şeye sahip olunmak isteniyorsa mutlaka çalışmak gerekir.

Aç ayı oynamaz: İnsanın bir işi yapabilmesi için tüm motivasyonlarının tam olması gerekir.

Aç tavuk rüyasında kendini buğday ambarında görür: Yokluk durumunda insan fazlasıyla hayal kurabilir.

Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez: “Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun” ile aynı anlama gelir.

Armudun iyisini ayılar yermiş: Hayatın güzelliklerinden genellikle buna layık olmayan insanlar yararlanır.

Bal tutan parmağını yalar: Bir işle ilgilenen kişi o işin faydalarından da istifade eder.

Bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir: İnsanın hayalle bir şey yapmasından da elindekilerin değerini bilmesi önemlidir.

Can boğazdan gelir: İnsanın hayatta kalabilmesi için gerekli gıdaları alması gerekir.

Azıcık aşım, kaygısız başım: Gözü yüksekte olmayan insan çok daha rahat bir hayat yaşar.

Papaz her gün pilav yemez: “Bir kişiye aynı işi sürekli olarak vermemelisiniz, bundan rahatsız olabilir ve kendini kötü hissedebilir.” anlamına gelir.

Aç gezmekten tok ölmek iyidir: Tokluğun ne kadar önemli olduğunu, şükür ve minnet duyulması gerektiğini anlatan bir cümle.

Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun: İnsan karşılığını alabilmek istediği işler için mutlaka yatırım yapmalı, kendinden de bir şeyler katmalıdır.

Aç doymam, tok acıkmam sanır: Yoksul insanlar kazanmak için daha çok çalışır ve daha çok kazanır, varlıklı insanlar ise kendi varlıklarının hep böyle gideceği düşüncesine kapılabilir.

Yemeden içmeden kesilmek: Üzüntülü bir durum karşısında iştahın kesilmesi, keyifsizlenmek.

Ziftin pekini yemek: Sunulan bir yemeğin beğenilmemesi sonucu yemeği pişiren kişinin söylediği söz.

Zurnacının karşısında limon yemek: Bir kişiyi ya da şeyi uygunsuz bir davranışta bulunarak çalışamaz hale getirmek.

Yediği önünde yemediği arkasında: Bolluk ve ferahlık içinde yaşamak, sorunsuz bir hayat sürmek.

Yeme de yanında yat: Bir yemeği ya da durumu çok fazla beğenmek, sevmek.

Ye kürküm ye: Bir kişiye yalnızca görünüşünden dolayı saygı göstermek, saygı duymak.

Yemeden, içmeden: Hızlı ve acele bir şekilde işi yapmak. Genelde “yemeden içmeden yetiştirmek” olarak kullanılır.

Kaymağını yemek: Bir işten istifade etmek, yararlanmak.

Kör boğaz / pis boğaz: Bulduğu her şeyi, lezzet ya da kalite gözetmeksizin yiyen kişi.

Nane yemek: Halt yemekle aynı anlama gelir. Kötü bir iş yapmaktır.

Papara yemek: Birisi tarafından azarlanmak, küçük düşürülmek.

Eti senin kemiği benim: Akıllanması istenen kişinin yetkili birisine teslim edilirken söylenen söz.

Feleğin sillesini yemek: Hayatta zorlu durumlarla karşılaşmak ve üzücü olayların başa gelmesi.

Halt yemek: Kötü bir iş yapmak, sonuçlarına katlanmak durumunda olmak.

Hazırdan yemek: Çalışmadan, var olan parayı yemek.

İçi içini yemek: Bir konuda meraklanmak ve telaşlanmak. Yerinde duramamak.

Ayvayı yemek: Oldukça kötü bir durumla karşı karşıya kalmak.

Birbirini yemek: Birisiyle sürekli olarak kavga etmek, didişmek.

Başının etini yemek: Aynı konuda birisine art arda aynı şeyleri söylemek, yakınmak.

Çiğ çiğ yemek: Birisine çok fazla kızmak, öldürecek kadar sinirlenmek.

Damga yemek: Bir topluluk ya da kişi tarafından bir konuda yaftalanmak, adının çıkması.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt