NİZAMİYE (NALINCI) MEDRESESİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu medrese; Kürkçü mahallesinde şimdiki belediye binasının 15—20 metre kadar doğusunda, Muhaddis zade medresesinin yolaşırı batısında, köşe başında idi. önünde sonra ( Milli kütüphane ) olan ( Rehberi hürriyet) mektebi vardı. Kubbeli, K&rgir muhteşem ve şark âleminde çok meşhur bir ilim yurdu idi.

Evliya Çelebi; KONYA intihalarını yazarken Medreseler içinde en meşhuru olduğu için yalnız bu NİZAMİYE’nin adını vermektedir (1). NİZAMİYE MEDRESESİ; Konyanm en kalabalık, en işlek ve en meşhur bir mahallesinde bulunduğu için bir çok vakfiyelerde ve milknamelerde, semtlerin tayininde daima adı geçer. Ayakta kalan muhterem kubbesile şimal batı tarafındaki tak kapısının 13 sene evvel yıkıldığını ben gördüm. Şimdi Tak kapısının ve kitabesinin bazı kısımları ile bir kemeri Konya müzesine kaldırılmıştır. 905 ve 906 numaralarda kayıdlıdır. Tak kapısı mimarî tezyinat ile süslü idi. Kapıdan kalan köşenin kuzey yüzünda nefis bir kûfî ile ( arapça yazı) ve başka tarafında (arapça) yazılı idi. Batı yüzünde de büyük Selçuk mimarının adını taşıyan şu kitabe kazılı idi.

Beynelmilel bir şöhret olan bu Selçuk! eseri bir çok garbli müelliflerin eserlerinde yer almıştı. Müsteşrik J. H. Loytved. ve Clemant Huart bu esere kitablarmda yer vermişlerdir. 1339 yılında basılan KONYA VE REHBERİ adlı eser de bunu kıymetli Selçuk eserleri arasında sayıyordu. Eski müzeler müdürü Halil Edhem; bu medresenin Sahip Ata’nın şayanı tetkik eserleri arasında bulunduğunu yazıyor.

O vakit medresenin Konyanm Sahra nahiyesine bağlı Okçu, Büyükalan, Küçükalan, Akçakuyu, Gövercinlik köylerinden, Medrese yanındaki Yeni pazardaki, Attanstandaki vc Bit pazarındaki dükkânların ve Nizamiye hanının Buğday pazarının yer mukataalarından ve Nizamiye hanının ve Bedestenin yanındaki dükkânlardan mühim geliri vardı. Hocacihanda bir bağı, Künbette bir fındıklık tarlası evkafı arasındadır. II. Bayezid’in tahrir hey’eti de medreseyi ve evkafmı aynen tesbit etmiştir. O vakit müderrisi Mevlâna Hacı idi. Medresenin yanındaki dükkânlar da harap bir halde bulunuyordu.

III. Murad’m KONYA tahrir defterinde daha geniş ve bu müessesenin bânisini ve inşa tarihini esaslı bir surette aydınlatan şu malûmatı buluyoruz.

Bunun üstüne de şu derkenar yazılmıştır : ( Defterde Nizamiye diye masturdur. Beynennas Na’linci diye maruf ve meşhurdur ). Bu kayıd bize medreseyi yapanın adının Nizam-ed-din Eb-ül-hasen Ali ibn-i llalmış ibn-i İ dr İS olduğunu ve 635 H. 1237 M. yılında yapıldığını göstermektedir. (Anadolu selçukî devletleri tarihi) adıla ibn-i Bibi’den tercüme edilen eserde bu ad ( İletmiş oğlu Nizam-ed-din Ali ) şeklinde yazılmasında her halde kopya batası vardır. Tabi de sonradan bunun farkına varmıştır. (2) Müstensih ( Î1 almış) ı ( İletmiş ) gibi yanlış okumuştur. Burada emîrin künyesi ve dedesi-nin adı da zikredilmiştir.

Ernîr Nizam-ed-din’in 654 H. 1256 M. Yılında ( ÜSTAD-I DÂR ) olduğu ve II. Sultan Izz-ed-din Keykâvus’un ordusu bozularak Konyadan kaçtığı zaman harp meydanmdan geldiği ve şehrin asayişini temin ettiği anlaşılmaktadır.

Bu medresenin şimalinde, şimdiki inhisar idaresinin ön taraflarında Selçuk câmi’i vardı. NİZAMİYE Hanı’nm 12 sehimde bir sehmi bu medresenin vakfı idi. Karamanoğlu İbrahim bey imâretini; kısmen NİZAMİYE MEDRESESİ’nin toprakları üzerine kurmuştu. KONYA vakıflar müdürlüğünde bulunan 3 numaralı defterin 520 nci sahifesinde bu medresenin berat ve muhasebe kayıd suretleri vardır.

Halil Ethem beyin; NİZAMİYE MEDRESESİNİ Sahip Ata’ya nisbet etmesinin mânasını anlayamadık. Kemal paşa zade 942 yılında Konya umumî tahrîri arasında Konya köylerinden Büyük ve Küçük Alan ve Okçu köylerinin nısfının Nizamiye ve nıfsmın da Karaman oğlu İbrahim bey’in imâretinin vakfı olduğunu tesbit etmiştir.

KONYA vakıflar müdürlüğünde 1563 Umum! ve iki varak numarasını taşıyan bir kayıdda burası (NA’LİNCİ TEKKESİ) olarak gösterilmiştir. Tekkeyi o vakit; Dâr-ül-muallimin, Hoca Abdullah efendinin milki ve yol sınırlandırıyormuş. Burasının ne vakit tekke haline getirildiğini tespit edecek vesika bulumadım.

III. Murad zamanından beri burasının NA’LİNCÎ MEDRESESİ adını aldığı anlaşılıyor. Bu Na’lincinin burada müderrislik yapmış olması çok muhtemeldir.

Son zamanlarda yıkılan kubbeli kısmın asıl medresenin ittisalinde Emîr Nizam-ed-din’in türbesi olduğunu zan ediyoruz. Asıl Medrese daha evvel yıkılmıştı. Belediyenin önünden eski Maarif evlerinin sonuna kadar devam eden yol bu medresenin arsası üzerinde açılmıştı. Eski Darülmuallim binası da kısmen Medresenin yerinde idi.

İSTANBUL Başvek&let arşivinde 399 numarada kayıtlı Kanunî devrine ait tapu defterinde Konyanm Sahra nahiyesine bağlı (Alan-ı Büzrük — Büyük Alan ve Alan-i Küçük = Küçük Alan) ve Okçu Göğercinlik, Akça kuyu köyleri öşürlerinin yarılarının Nizamiyye medresesinin vakfı olduğu yazılıdır.

635 H. 1237 M. yılında II. Sultan Keyhüsrev zamanında yapılan medresenin bânisinin; Mehmed önder (Mevlânanm Şehri Konya) ( Sahife 122 de ) ve (Konya Maarif tarihi) [Sahife 14 de] adlı kitablarında Birinci Keykâvus zamanının emirlerinden Nizam-üd-din Ahmed olduğunu söylüyor.

Biz yukarıda verdiğimiz resmî arşiv vesikalarıyla medresenin Emîr Nizameddin Ali tarafından yapıldığını isbat ettik, ötedenberi süregelen fâhiş hata da böylece düzeltilmiş oldu.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir