Hz Aişe (r.a) Hayatı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İslâm Tarihi içinde Hz. Ayşe annemizin çok büyük bir yeri vardır. Peygamberimizin ( aleyhisselâm ) mübârek zevcelerinden. İsmi Aişe binti Ebû Bekir’dir. Yani Ebû Bekir ( radıyallahü anh )’ın kızıdır. Teym kabilesi, Araplar’ın dört ana kolundan biri olan Mudar’ın en önemli kabilesi olarak kabul edilen Kureyş’in bir koludur. Babasının yolundan giderek İslamiyet’i ilk kabul edenlerin arasında yer aldı. Peygamber Efendimiz’e rüyasında bir meleğin 2-3 defa “Bu senin hanımındır” diye Hz. Âişe’yi göstermesi üzerine, Efendimiz onunla Medine’de, hicretin ikinci yılında evlendi.

Hz. Aişenin hayatında dindarlığın, fazilet ve kemâlin, ilim ve ic­tihadın, dine hizmetin, hayatı il­me vakfetmenin, sonuç olarak İs­lâm terbiyesini en temiz kayna­ğından, İslâm ahlâkını en şa’şalı kandilinden, din ve imanını en nurlu ve feyizli kaynaktan alan in­sanların hayatında kazanacakları başarıların hepsi vardır.

Enes radıyallahu anh’den; Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur; “Aişe’nin diğer kadınlara üstünlüğü, tirid yemeğinin diğer yemeklere olan üstünlüğü gibidir.” Buhari(3770) Müslim(2446)

Aişe radıyallahu anha’dan; “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Aişe radıyallahu anha’ya dedi ki;

“Ey Aişe! İşte Cibril sana selam söylüyor” o da;

“Ve aleyhisselam ve rahmetullahi ve berekatuh,(Allahın selamı, rahmeti ve bereketi onun da üzerine olsun), sen (Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i kastediyor) benim göremediğimi görüyorsun.” Dedi. Buhari(3217) Müslim(2447)

Hatta müslümanlar hediyeleri için Aişe radıyallahu anha’mn nöbet gününü araştırırlardı. Nitekim Sahihayn’de Aişe radıyallahu anha’dan rivayet edilmiştir ki; “Halk, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Aişe’ye sevgisini bildiklerinden, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sel-lem’e vermek istedikleri hediyeleri için Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Aişe’nin evinde olacağı günü beklerlerdi. Aişe’nin evinde olduğu zaman hediyelerini Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e gönderirlerdi.” Buhari(2581) Müslim(2441)

Amr Bin el-As radıyallahu anh’den; “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onu Zatus-Selasil ordusu başında göndermişti. Amr şöyle dedi: Ona gittim ve;

“Sana insanların en sevimlisi kimdir?” diye sordum.

“Aişe!” cevabım verdi.

“Ya erkeklerden?” dedim.

“Babası!” buyurdu.

“Sonra kim?” dedim.

“Ömer Bin el-Hattab!” buyurdu.” Buhari(3662) Müslim(2384) Hatta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Aişe radıyallahu anha’nm sevilmesini emretmiştir. Bu yüzden kızı Fatıma radıyallahu an-ha’ya öyle söylemiştir. Fatıma radıyallahu anh yanına girmek için izin istedi. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Aişe radıyallahu anha ile beraber örtünün altında uzanmıştı. Ona izin verdi, Fatıma radıyallahu anha:

“Ya Resûlallah! Zevcelerin beni sana gönderdiler. Senden Ebû Kuha-fe’nin kızı hakkında adalet istiyorlar” dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de ona:

“Ey kızcağızım! Sen benim sevdiğimi sevmez misin?” dedi. Fa-tıma radıyallahu anha;

“Evet” dedi.

“O halde bunu sev!” buyurdu.” Müslim(2442) Buhari(2581)

Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in sevdiği ve sevilmesini emrettiği kişiye buğz eden topluluğu Allah uzaklaştırsın ve burunlarım sürtsün. Allah, Allah’ın ve Rasulünün sallallahu aleyhi ve sellem sevdiklerini sevenleri yüceltsin. Allah’ın ve Rasulünün emirlerini, nimetler cennetine ulaşıncaya kadar teslimiyetle karşılayanlara mübarek olsun. Allah ve Resûlünün emirlerini cehennemlik oluncaya kadar reddedenler de rahmetten uzak olsun!

Bak ey Allah’ın kulu ve ey Allah’ın selamette kılmak istediği kişi, îbn Abbas radıyallahu anhuma, Aişe radıyallahu anha vefât ettiği zaman ne diyor;

Buhari, Sahih’inde, Ömer Bin Said Bin Ebi Huseyn – İbn Ebi Muley-ke yoluyla rivayet ediyor; “Aişe radıyallahu anha’nm ölümünden önce İbn Abbas radıyallahu anhuma onun yanma girmek için izin istedi. O ağır haldeydi. Dedi ki;

“Beni övmesinden korkuyorum.”

“O Resûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem’in amcasının oğlu ve müs-lümanlann seçkinlerindendir.” dediler.

“Ona izin verin” dedi. O girince;

“Kendini nasıl hissediyorsun?” dedi.

“Sakınırsam iyi.” cevabım verdi.

“Sen iyisin inşaallah. Resûlullah’ın bakire olarak sadece seninle evlendi. Senin beraatin semâdan indi.” Dedi. Onun ardından Ibnuz-Zu-beyr girdi ve Aişe radıyallahu anha ona dedi ki;

“îbni Abbas beni öyle övdü ki unutulmuş olmayı istedim.” Buhari (4753)

Bütün bunlarla beraber sahabenin âlimlerindendi. Sahabeler vahiy bilgisi hakkında ona müracaat ederlerdi.

Tirmizi, Sünen’inde; Humeyd Bin Mes’ade – Ziyad Bin er-Rabi – Ha-lid Bin Seleme el-Mahzumi – Ebu Burde – Ebu Musa el-Eşarî isnadıyla rivayet ediyor; Ebu Musa radıyallahu anh dedi ki; “Resûlullah’ın ashabı bizlere her ne zaman bir hadis müşkilat arzedecek olsa, hemen Ai-
şe radıyallahu anha’ya sorardık. Mutlaka onda bunun bilgisini bulurduk.” Tirmizi(3883) Tirmizi; “Hasen, sahih garip” dedi. İsnadı hasendir.

Ya’kub Bin Sufyan el-Fesevî; Amr Bin Hafs – babası – el-A’meş -Müshm – Mesruk isnadıyla rivayet ediyor; “Aişe radıyallahu anha hakkında feraizi güzel bilirmiydi?” diye soruldu. Mesruk dedi ki; “Muham-med’in büyük sahabelerinin ona feraiz hakkında sorduklarını gördüm.” Fesevi, el-Marife vet-Tarih( 1/263) isnadı sahihtir.

Yine el-Fesevî; Süleyman Bin Harb – Hammad Bin Hişam Bin Urve – babası isnadıyla rivayet ediyor; Hişam Bin Urve Aişe radıyallahu an-ha’dan bahsederek şöyle dedi; “O hadisi, Kur’ân’ı ve şiiri insanların en iyi bileniydi. O ölmeden dört sene önce şöyle dedim; eğer Aişe radıyal-lahu anha ölürse ancak ona sormadığım meseleler için pişman olurum.” Fesevi, Tarih(l/263) isnâdı sahihtir.

İmam Ahmed rahimehullah, Fadailus Sahabe’de; Muaviye – Zaide -Abdulmelik Bin Umeyr – Musa Bin Talha isnadıyla rivayet ediyor; Musa Bin Talha şöyle dedi; “Aişe radıyallahu anha’dan daha fasih birini görmedim.” Fadailus Sahabe(1646) Tirmizi(3884) Tirmizi; “Hasen, sahih, garip” dedi. İsnadı hasendir.

İşte o Aişetus Sıddîka Bintus Sıddîk radıyallahu anhumadır. Bundan sonra hiçbir kimse ona hakaret etmeye veya bundan daha çirkinini yapıp zina ile suçlamaya cüret edebilir mi! Nitekim Rabbi onu kıyamet gününe kadar okunacak olan Kurbân ayetleriyle temize çekmiştir. Allah Teâlâ buyurur ki;

“(Peygamberin eşine) bu ağır iftirayı uyduranlar şüphesiz sizin içinizden bir guruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük sanmayın, aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan her bir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. Onlardan (elebaşlık yapıp) bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır.”(Nur 11)

Devam eden ayetler Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in namusunu temize çekmek ve korumakla ilgilidir. Öncesinde de iftirayı yayan münafıkların elebaşı Abdullah Bin Ubeyy Bin Selul’e lânet ediliyordu. Bunun için Allah Azze ve Celle buyurmuştur ki;

“Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lânetlenmişlerdir. Onlar için çok büyük bir azap vardır.” (Nur; 23)

Sebeb-i nüzûlü Aişe radıyallahu anha’dır. İbn Kesir diyor ki; “Alimler, Allah onlara rahmet eylesin, bu ayette zikredilenlerden sonra Aişe radıyallahu anha’ya söven ve bu ayette anlatılanlar gibi ona iftira edenlerin kâfir olduğunda icmâ’ etmişlerdir. Zira o bu davranışıyla Kur’an’la inatlaşmaktadır. Diğer mü’minlerin anneleri konusunda iki görüş vardır ki bu iki görüşten sahih olanına göre onlar da Aişe radıyallahu anha gibidirler. En doğrusunu Allah bilir.”

Kadı Ebu Ya’la dedi ki; “Allah’ın temize çektiği hususta Aişe radıyal-lahu anha’ya iftira atan, hilafsız olarak kâfir olur. Birçok kimse bu hususta icmâ olduğunu belirtmiş, imamlardan pek çok kimse bu hükmü açıkça söylemişlerdir.

Bunun için Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur; “Kötü kadınlar, kötü erkeklere, kötü erkekler ise kötü kadınlara; teiniz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara yaraşır. İşte bu temiz olan, (iftiracıların) söylediklerinden çok uzaktırlar. Kendileri için bağışlanma ve güzel bir rızık vardır.” (Nur; 26)

Bu ayet Aişe radıyallahu anha ve ifk ehli hakkında inmiştir. Münafıkların Aişe r.anha’ya nispet ettikleri sözlere kendileri daha layıktır. Aişe r.anha onlardan uzaktır. Allah Teala’nın buyurduğu gibi;

“İşte bu temiz olan, (iftiracıların) söylediklerinden çok uzaktır.”

Ibn Kesir der ki; “Şayet Allah Teâlâ, Aişe radıyallahu anha yı Resû-lullah’m hanımı kılmışsa bu ancak onun temiz, iyi olmasındandır. Zira

Resûlullah, temiz insanların en temizidir. Şayet Aişe radıyallahu anha kötü olmuş, olsaydı, ne şer’an ve ne de takdîren Peygamberin eşi olmaya uygun düşmezdi.” Buhari’de(3772) geçtiği gibi, Ali radıyallahu anh, Ammar ve el-Hasen r.anhuma’yı Kûfe’ye savaşa çağırmak üzere gönderdiği zaman Ammar radıyallahu anh şöyle hitap etmişti; “Şüphesiz biliyorum ki o, Peygamber’in dünyada ve ahirette eşidir.”

Sonra bu kâfir zındıkların peşinden giden Rafıziler nübüvvet evine ve Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in namusuna ithamda bulunmuşlardır. Nitekim Allah Azze ve Celle bu sözün büyüklüğünü şöyle buyurarak açıklamıştır;

“Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Hâlbuki bu, Allah katında çok büyük (bir suç) tur.”(Nur 15) Müminlerin annesi hakkında bu söz nasıl önemsiz olabilirdi ki? Şayet Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in eşi için bu önemsiz olsaydı, o nasıl Rasullerin efendisinin eşi olabilirdi? Vallahi Allah’ın peygamberinin eşi hakkında bunu söylemek büyük bir suçtur. Bu Allah’ın gayretine dokunur.

Kul daima Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Sahihayn’de Ebu Hureyre r.anh’den rivayet edilen şu hadisini hatırlamalıdır;

“Şüphesiz kul umursamadan, Allah’ın razı olacağı bir kelime konuşur da Allah onunla o kulun derecelerini yükseltir. Yine kul, umursamadan Allah’ın öfkeleneceği bir kelime konuşur da Allah onunla o kulu cehenneme yuvarlar.” Buhari (6478) Müslim (2988)

Buhari’deki diğer metni şu şekildedir; “Şüphesiz kul bir kelime konuşur da bu söz sebebiyle ateşin içinde, doğu ile batı arasından daha uzak bir derinliğe kayıp gider!” Müslim’in metni ise şöyle; “doğu ile batı arasından daha uzak”
Annesi: Umm Ruman bt. Amir b. Uveymir el-Kinaniye’dir.669 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in nübüvvetinden 4 sene veya 5 sene sonra doğmuştur. Nitekim Sahih’te sâbit olduğuna göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile 6 veya 7 yaşında iken evlenmiştir. Bu ikisinin arası, altı yaşını bitirip yedi yaşma girmiş olması ile cem edilir. Aişe radıyallahu anha 9 yaşında iken 1. Yıl şevval ayında gerdeğe girdi.

İbn Sad, Vakıdî’den, o da Ebu’r-Rical’den, o da babasından, o da annesi Amre’den rivayet ediyor:

“Hicretin 8. ayında bana gelin olarak geldi” dedi. Hicretin 2. yılı da denildi. Zübeyr b. Bekkar dedi ki: “Onunla Hadice radıyal-lahu anha’nm vefâtından sonra evlendi.” Bunun üç yıl sonra olduğu söylendi. Ebu Ömer b. Abdilberr670 dedi ki: “Cubeyr b. Mut’im’e bahsedilmiş o da onunla sözlenmişti.”

Derim ki: İbn Sad, İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan, el-Kelbî’nin de bulunduğu bir isnad ile rivayet etmiştir. Yine İbn Nu-meyr, el-Eclah’tan, o da İbn Ebi Muleyke’den rivayet ediyor: Ebu Bekir radıyallahu anh dedi ki.

“Ben onu Mu’tim’e oğlu Cubeyr için vermiştim. Beni onlardan istemem için çağırdı. Ben de süre istedim.”

Sahih’te, Aişe radıyallahu anha’nm şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem benimle ben altı yaşında iken evlendi. Dokuz yaşımda iken gerdeğe girdi ve on sekiz yaşımda iken vefât etti.”

İbn Ebi Asım, Aişe radıyallahu anha’dan rivayet ediyor: “Hadice radıyallahu anha vefât ettiğinde Osman b. Maz’un’un hanımı Havle bt. Hakim b. El-Evkas dedi ki:

Ey Allah’ın Resülü! Evlenmeyecek misin?” Resûlullah:

“Kiminle?” dedi.

“Kız istersen kızla, dul, istersen dulla” dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sordu:

“Kız olan kimdir?” Havle bt. Hakîm:
669 Taberani (2/16)

670 El-İstiab (4/1881)

671 El-Âhâd ve’l-Mesani (5/389-390)

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir