“D” Harfi ile ilgili Deyimler
Diline virt etmek : Bir sözü, konuyu her zaman tekrarlamak. secdem.net
Dilini eşek arısı soksun : Bundan sonra böyle şeyler söylemez ol anlamında kullanılır.
Dilini fare mi (kedi mi, kuş mu) yedi? : Neden konuşmuyorsun, niçin susuyorsun, konuşsana anlamında kullanılır.
Dilini mi yuttun : Niçin konuşmuyorsun anlamında kullanılır.
Dilini tutmak : Sonunu düşünmeden gelişi güzel konuşmaktan sakınmak, temkinli olmak.
Dilinin altında bir şey olmak (saklamak) : Konuşmalarında açıkça söylemek istemediği, sakladığı bir şey olmak.
Dilinin belasını (cezasını) çekmek (bulmak) : Yersiz konuşmaları yüzünden sıkıntıya uğramak, dilini tutamadığı için başına işler gelmek.
Dilinin ucuna kadar gelmek (Dilinin ucunda olmak : 1. Tam söyleyeceği sırada söylemekten vazgeçmek. 2. Bir şeyi tam hatırlayıp söyleyecekken unutmak.
Dillere destan olmak : Bir kişi veya olay hakkında, her yerde bahsedilmek, sözü edilmek.
Dilli düdük : Çok konuşan, sır saklayamayan, geveze, her şeye karışan, söz taşıyan kişi.
Dimyat’a (Payas’a) pirince giderken evdeki bulgurdan olmak : Daha iyi bir şey elde etmek uğruna elindekileri kaybetmek.
Dinden imandan çıkarmak : Aşırı öfke nedeniyle ne dediğini, ne yaptığını bilememek.
Dini bütün : Dinine çok bağlı olan, dini emirleri eksiksiz yerine getiren.
Dirhem dirhem satmak : Değerli göstermek için kendini ağırdan almak, nazlı davranmak.
Dirsek çevirmek : İşbirliği yaptığı kişiye ihtiyacı kalmayınca ona yüz çevirmek, o kişiyi uzaklaştıracak davranışlarda bulunmak.
Dirsek çürütmek : Okuyup öğrenmek, bilgisini arttırmak için yıllarca çalışmak.
Diş bilemek : Bir kimseye hınç duymak, intikam almak için fırsat beklemek.
Diş geçirmek : Üstesinden gelmek, zorla ve inatla dediğini yaptırmak.
Diş kirası : 1. Eskiden zenginlerin iftara davet ettikleri fakirlere iftardan sonra verdikleri para. 2. Harcadığı emeğin dışında fazladan istediği veya elde ettiği para.
Dişe dokunur : İşe yarar, değerli. secdem.net
Dişinden tırnağından artırmak : Yiyeceğinden, zorunlu ihtiyaçlarından kısarak para biriktirmek, güçlükle tasarruf etmek.
Dişine göre : Tam ona uygun nitelikte, üstesinden gelebileceği durum.
Dişini (dişlerini göstermek) : Karşısındakini korkutmak, tehdit etmek.
Dişini sıkmak : Sabır göstermek, dayanmak, göğüs germek.
Dişini tırnağına takmak : Tüm gücüyle sıkıntılara katlanıp yaşam mücadelesi vermek.
Dişinin kovuğuna yetmemek ( girmemek) : Yetersiz kalmak, çok az olmak.
Divan durmak : Önemli bir kişinin huzurunda, ellerini göğüs üzerinde kavuşturarak durup saygı göstermek.
Divane olmak : Bir kimseyi, bir şeyi tüm kalbiyle, delicesine sevmek.
Diz çökmek : 1. Yenilip teslim olmak. 2. Bacakların diz ve daha aşağı kısmı yere gelecek şekilde oturmak. 3. Bir otoriteden ilim öğrenmek.
Dize gelmek (varmak) : 1. Baş eğmek. 2. Güçlünün buyruğunu benimsemek.
Dizgini elde tutmak (dizginleri elinde tutmak) : Bir işi, bir şeyi kendisi kontrol altında tutmak.
Dizginleri salıvermek : Bir kişinin veya bir şeyin üzerindeki baskıyı kaldırmak, başıboş bırakmak.
Dizini (dizlerini) dövmek : Yaptığı yanlıştan dolayı çok pişman olmak, çok üzülmek.
Dizinin (dizlerinin) bağı çözülmek : Korku, heyecan gibi nedenlerden dolayı bacaklarında kuvvet kalmadığı için ayakta duramayacak durumda olmak.
Dizlerine kara su inmek : Çok fazla yorulmak, yorulduğu için dizleri ağrımak.
Dobra dobra konuşmak (söylemek) : İnandığı, savunduğu sözleri çekinmeden, açık açık konuşmak.
Doğmamış çocuğa (oğlana) don biçmek : Gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli olmayan bir durum için çok önceden hazırlık yapmak.
Doğru yola gitmek (girmek) : Dürüst ve namuslu yaşamak. secdem.net
Doğrucu Davut : Her şeyin doğrusunu söylemeyi ve yapmayı alışkanlık haline getiren kişi.
Dokuz canlı : Kolay ölmeyen, dayanıklı.