YUSUF AĞA KÜTÜPHANESİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

YUSUF AĞA kütüphanesi; Civar mahallesinde Sultan Selim câmii’nin sağ batı köşesinde ve bitişiğindedir. Mimarı; înşa malzemesini ve tarzını bit iştirdiğimâbedinkine büyük bir muvaffakiyetle uydurmuştur. Bu KÜTÜPHANE; KONYA’da kütüphane olarak yapılan ve bize kadar gelebilen yegâne yapıdır. Tek büyük kubbenin örttüğü binaya üç tarafından iki sıra halinde yirmi iki pencere ışık şelâlesi boşaltır. Kubbenin etrafındaki dört mini mini kubbecik esere müstesna bir ahenk temin etmiştir. Kuzeye açılan iki sıra pencere arasındaki mermer kuşağa güzel bir sülüs ile aralarındaki lâle, gül ve sünbül bu nefis hatta başka ve çok yüksek bir üslup vermiştir.

Bu kitabe bize kütüphanenin inşasına 1210 H. 1795 M. yılında Bina emini Mehmed Sadlk’ın nezareti altında devam edildiğini göstermektedir. Câmiin batı tarafındaki son penceresi genişletilerek kütüphaneye kapı yapılmıştır. Kütüphanenin dışarıya başka kapısı yoktur. Sonradan kuzeye açılan ilk pencere ikinci bir kapı haline konulmuştur. Gerek bundan ve gerekse kapının iç ve dışındaki kitabe tarihlerinden öğreniyoruz. Kütüphaneye 1209 H. 1794 M. de başlanmış ve 1210 H. 1795 de temamlanmıştır.

Yusuf ağa’mn KONYA vakıflar müdürlüğündeki Beş numaralı defterin 290 ncı sahifesinde 1209 yılı Cümadelahiresinin 25 nci günü tanzim edilen Türkçe bir vakfiyesi vardır. Vâkıf bu vakfiyede şöyle anılmaktaaır : (Evvelce Darphane emini iken sonra valide sultan kethüdası olan Devletlû atufetlû Yusuf ağa ibn-i merhum el-mağfur İsmail ağa)

Vakfiyede kütüphaneyi niçin tesis ettiği de şöyle anlatılmaktadır :

«Ulema-i alâm ve talebe-i kiramin kesreti ve nüsah-i nevadir-i nefisenin kılleti olan bir belde-i tayyibeden Eşbah ve nezairi nadir kütüp ile meşhûn müceddeden bir kütüphane-i mergub-ı Behçet nümün binasına halisen livec-hillah-il-kerim niyet ve erbabı vukufdan olveçhile bir hayr-il-mevakı ve ahsen-il-mevakıf istihbar ve tefahhusa mubaderet üzere iken ezkadim dâr-ül-ulûm ve mecmai fühul*i kurûn olan medine-i bimedani-i Konya da nedret-i kütüb-ül-nefise…»

Yusuf Ağa;] bir kütüphane yaptırmağa karar verdikten sonra bir yer arıyordu. Asırlardan beri ilim merkezliğini muhafaza eden KONYA’nın nâdir ve kıymetli kitablara son derece muhtaç olduğunu gördü ve burada bir kütüphane yaptı.

Vakfiyede rehin ve kefil almak suretile de olsa kütüphaneden her hangi bir kitabın dışarıya çıkarılmaması için kat’i ve şiddetli cümleler kullanılmış ve bu şarta riayet etmiyenlere fena dualar yapılmıştır.

Yusuf Ağa’nın kütüphanesi güney bitişiğindeki medresesi temamen yıkılmıştır.Medresenin de KONYA vakıflar müdürlüğündeki Beş numaralı defterin 293 ncü sahifesinde 15 şevval 1212 tarihinde tanzim edilmiş Türkçe bir vakfiyesi vardır. Vakfiyede medresenin (Celâl-ed-din’i Rumî vakıflarından tulen ve arzan bihesab-ı terbi’i 2500 zira arsay-ı müfereze üzerine senevi 720 akça mukataa-i zeminle yaptırıldığı) tasrih edilmektedir. Medresenin talebsi yemeklerini yakınındaki SULTAN SELİM İMÂRETİ’nden temin ederlerdi.

Yusuf ağa; GİRİD’lidir. Babası fakir bir adamdı. Kendisi SERHAD GİRİT AĞASI Süleyman ağa’ya ahiretoğlu diye kapulandırılmış ve İS-TANBUL’a gönderilmiştir. Süleyman; YENİÇERİ AĞASI olunca Yusufu; MÜHÜRDAR, sonra HAZİNEDAR ve daha sonra KETHÜDA yapmıştır. Bir aralık GELİBOLU Baruthanesine ve darphaneye NAZIR ve 1205 H. 1790 M. yılında Vâlide Sultan’a KEDHUDA olmuştur.

SİCİLL-1 OSMANÎ sahibine göre 1221 H. 1806 M. yılında Vâlide Sultan ölünce Hacca gitmiş ve o aralık BURSAMa ikamete memur edilmiştir. 1222 rabiülahirinin 17 sinde orada öldürtülmüştür. « Haylıca servet bırakıp tedbir ve tasarrufu umur-u dünyeviyesine müteallik idi. Köşk ve saire yaptırdı isede hayratı yoktur. (1) » Mehmed Süreyya bey; bu hükmünde hata etmiştir. Çünkü Yusuf ağa; KONYA’ya yazma eserler itibari-lede çok zengin bir kütüphane ile bir dâr-ül-ilim hediye etmişti. Bunlar adını saygı ile andırmaya kâfidir. Yusuf ağa’nm Mehmed, Mustafa ve Mehmed Münir isminde üç oğlu vardı. Ömer, Ahmed ve Mustafa isminde üç te kardeşi vardı. Arşiv verikalarından öğrendiğimize göre Sadr-ed-din Konevî’nin çoğu Muhy-id-din’i Arabi’nin eserlerinden müteşekkil zengin bir yazma eserler kütüphanesi vardı. Bunların çoğu Istanbula Türk ve İslâm eserler müzesine nakledilmiştir.

Sön senelerde MEVLÂNA MÜZESİ’nde 1625 yazma ve beş bin kadar basma kitaptan müteşekkil zengin bir kütüphane açılmıştır. İZZET KOYU-NOĞLU MÜZESİ’nde de eşsiz ve nâdir yazmalardan müteşekkil bir kütüphane vardır. Selçuk medreselerindeki kütüphaneler bize kadar gelmemiştir.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir