KINACI SOKAĞI MAHMUD MESCİDİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

MİHMANDAR MAHALLESİ’nde Kınacı sokağı çıkmazının sağ köşesindedir. 1942 yılında mahallenin hayır severlerinin yardımı ile yeniden yaptırılmıştır. Hiç bir mimarî kıymeti yoktur. Yıkılan mescidde kerpiç bir bina idi. KONYA Vakıflar Müdürlüğünde bulunnn 475 Umumî ve 1 yaprak numarasını taşıyan bir kayıtta mescid, bir tarafı Hüseyin efendi evi ve iki tarafı yol olarak sınırlandırılmıştır. Mescid; bulunduğu KINACI SOKAĞI‘nın adını taşımaktadır.

Mescid yeniden yaptırılırken son cemaat yerinde bulunan mermer bir kitabe taşı mâbedin batı dıvarına aşağıdan adam akıllı okunamıyacak bir şekilde yerleştirilmiş, kenarına da çimentodan bir çerçeve yapılmıştır. Bu da yetmiyormuş gibi yazının mühim bir kısmının üstü çimento ile sıvanmıştır.

Mahmud’un babasının adı bazı kitabelerde ve sikkelerde Yağlbasan şeklinde geçmektedir. Bu mescidin kitabesindeki Mahmud’un babasının adı Yusuf’tur. Bunun böyle oluşu bu Mahmud’un Danişment oğullarından olduğu hakkmdaki iddiayı ortadan kaldırmıya kâfi değildir. Danişmentliler tarihi henüz meçhullerle dolu bir muadele halinden çıkmış değildir. Bulunacak yeni vesikalar ve kitabeler bu ailenin tarihini aydınlatacaktır. Biz yağlbasan’m asıl isminin Yusuf olduğunu kabul etmeye mütemayiliz.

Şecaatinden, hamasetinden ve yaptığı muvaffakiyetli savaşlardan ve baskınlardan sonra ona ( = Yağıbasan ) vasfının verilmiş olması çok

muhtemeldir. Bir cüz’i (Yusuf ) olan adlardan bir cüzünün hazfedildiği hakkında sayısız misaller vardır.
Sinan-ed-din Yusuf, Yusuf Sinan-ed-din ve Yusuf Sinan gibi adlar çok kerre Sinan-ed-din; Sinan, bazen de Yusuf gibi söylenmekte ve yazılmaktadır. Büyük ve dâhi Mimarımız Sinan’ın asıl adı da ( Yusuf Sinan ) idi. Hiç bir eserine imzasını koymıyan büyük Mimar en çok sevdiği büyük Çekmece köprüsünün üstüne imzasını ( Yusuf İbn-i Abdullah ) şeklinde kazdırmıştı.

tik defa tarafımızdan bulunarak neşredilen bu imzanın Sinan’a ait olduğunda şarklı ve garplı âlimler tereddüde düşmüşlerdi. Fakat biz bunun Mimar Sinan’ın olduğunu İSTANBUL Esat efendi kütüphanesinde 2258 numarada kayıtlı TEZKERE-TÜL-ENBİYA adlı yazma bir eserle tevsik ettik.

Mahmud’un oğlu Bedr-ed-din’in de tetkik ettiğimiz mescidin beş yüz metre kadar doğusundaki bir minârede adının geçmesi bizim bu Mahmud’un; Danişmend oğlu Mahmud olduğu hakkındaki iddiamızı teyit etmektedir. Büyük üstadım Ahmed Tevfİk’te Konya Burçlarından birisinin Danişment oğullarından Ahmed İbn-î İsmail tarafından yapıldığını SAHÎB ATA CÂMÎ havlusunda bulunarak Müzeye nakledilen bir kitabesine dayanarak Türk tarihi Encümeni Mecmuasının 151 nci senesinin 1—Temmuz—1341 tarih ve «7-10 sayılı nüshasının 225 nci sâhifesinde tüm âleminin önüne sermişti.

Danişment oğullarının 12 nci asrın son yıllarından başlıyarak 13 ncü asrın ortalarına kadar Selçuk paytahtmda ve Selçuk Hükümdarlarının bütün kudret ve kuvveti ile yürümesinde büyük rolları olmuştu, bunların Selçukluların îrfan ve İçtimaî yardım müesseselerine büyük hizmetleri dokunmuştur. Esasen Selçuklularla (1) bir boydan inen Danişment Türkleri KONYA‘da ve KAYSERİ’de mâmureler, siteler kurmuşlardı. Danişment oğullarının KONYA hayır müesseseleri, siteler kurdukları bu güne kadar temamen meçhul kalmıştı. Bunu ilk defa geniş muhite tanıtmak hizmetini biz yapıyoruz. Danişment oğullarının tarihi şimdiye kadar tetkik edilmemiş, hakikate uygun hiç bir eser yazılmamıştır. (2)

AMASYA’da, SİVAS’da MALATYA‘da ve KAYSESİ’de zaman zaman bir beylik kuran bu Türk aile; Bizanstan, batıdan ve cenuptan gelen siyasî ihtiraslarla boğuşmak mecburiyetinde kalmışlardı. II. Klliç-aslan zamanmda bu aileden Mahmild’un kardeşi Cemal Gazi AMASYA’da, amcazadelerinden İbrahim Gazi SİVAS’ta, Z-ün-nun Gazi KAYSERİ’de (MÜSTAKİL BEY) bulunuyorlardı. Fakat aralarına dağılmanın ve çözülmenin müthiş mikrobu girmişti. Biri birinin can düşmanı oldular !

Kılıç-aslan’m kardeşi Şehinşah ANKARA VALÎSÎ idi. Bizanslılar onların birliksiz ve dirliksizliklerinden istifade etmek istiyorlardı. Bazı Da-nişmend kolları yurtlarına yaklaşan bu gayri Türk ve gayri Müslim tehlikeyi sezdikleri için Şehinşah’a temayül gösteriyorlardı. Selçuk Hükümdarı bunların hakim bulundukları toprakları kendi sınırları içine katmaya karar vermişti. Şehinşah 562 H. 1166 M. yılında AMASYA’ya yürüdü, BEY’i Cemal Gazi; amcazadesi SİVAS BEYİ İbrahim Gazi’den yardım istemişti. Şehinşah bu yardım gelmeden AMASYA’yı aldı ve kaçan İbrahim Gazi’yi (YAVAŞ-CUMA PAZARI) nda yakalıyarak öldürdü. ‘

AMASYA BEYİ aman dileyerek Şehinşah’a teslim oldu.

İbrahim Gazinin yerine BEY olan İsmail Gazi de bir sene sonra mağlûp edildi. Şehinşah 564 H. 1168 M. de KAYSERİ BEY’i Z-ün-nun’u tepeledi. MALATYA‘dan başka bu ailenin hükmettiği bütün topraklar Selçu-kîlerin eline geçti. Ve en sonunda 1174 ve 1177 M. yıllarında bunların siyasî hakimiyetlerine son verildi (3).

Danişmendilerden Yağlbasan’m AMASYA BEYİ Cemal GazPden başka Muzaffer-ed-din Mahmud, Zahir-üd-din İli, Sinan-ed-din Yusuf isminde üç oğlu daha vardı. Bunlar istiklâllerini ve yurtlarını değil Ânadoluda Türk Hakimiyetini tehdit eden Bizansa karşı koyabilmek için Selçukîlere katılmaktan vejonları kuvvetlendirmekten başka bir çıkar yol olmadığına inanmışlar ve Selçuk oğullarının yanında yer almışlardı. Bu üç kardeş II. Klliç-arslan öldüğü zaman BURĞULUULUBOR VALİSİ bulunan Melik Giyas-ed-din Keyhüsrev’in yanında ve onun emrinde bulunuyorlardı.

Keyhüsrev yaş itibarı ile Klliç-arslan’ın on bir oğlunun en büyüklerinden değildi. İdare, siyaset ve ilim bakımından bunların hepsinin üstünde idi. Daha bey iken Mecd-üd-din İshak gibi âlimler, Yağlbasan oğlllleri gibi tecrübeli siyaset ve askerlik adamları onun yanında toplanmışlardı.

Babası onu kendisine Veliaht yapmıştı. 1192 M. Selçukîler tahtına oturduğu zaman Yağıbasan oğulları da hizmetinde bulunuyorlardı. 1196 M. da zor karşısında yerini büyük kardeşi Rükn-ed-din Süleyman Şah’a bırakarak ailesi ve oğulları Keykâvus ve Alâ-ed-din’le ÎSTANBUL’da Bizans İmparatoruna sığındığı zaman Mecd-üd-din İshak KÜNYA‘yı bırakarak SURİYE’ye gittiği halde Yağlbasan oğullan UÇ BEYLİKLERi‘ni muhafaza ediyorlardı.

Menküp Hükümdarın tekrar KONYA‘ya getirilmesi için el altından çaltştılar. Rükn-ed-din Süleyman Şah 1203 M. yılında ölmüştü. Yerine oğlu Klliç-aslan getirilmişti. Bu bir çocuktu. Memleket idaresinin kudretli ve tecrübeli bir Hükümdar elinde bulunması lâzımdı. Yağlbasan oğulları faaliyete geçtiler.

Birer UÇ BEYİ olan üç kardeş diğer Uç beyleri ile anlaştıktan sonra Giyas-ed-din Keyhusrev’in HACİP’lerinden Türkçe ve Farscadan başka beş dil bilen Zekeriya’yı bir mektupla gizlice İSTANBUL’a yolladılar, onu eski tahtına çağırdılar. Bir çok fedakârlıkla buna da muvaffak oldular.

TOPKAPI SARAYI Kütüphanesinde bulunan Yazıcı zadenin II. Murad adına tercüme ettiği Selçuknamede bu hâdise yazılırken deniliyorki :

( Muzaffer-ed-din Mahmud ve Zahr-ed-din ili ve Sinan-ed-din Yusuf ki UÇ BEY’i Yağlbasan bey’in oğlanları idiler. Ve şol sebeptenki evvelden Sultan Giyas-ed-din Keyhusrev’in havadar ve hizmetkârı idiler.)

Houtsma’nın TEVARİH-İ ÂLÎ SELÇUK adı ile bastırdığı eserde de bu üç kardeşin Keyhüsrev’in hizmetkârları ve yakın adamları oldukları tasrih edildiği halde İbn-İ Bibi ve yine ondan istifade eden Yazıcı zade biraz aşağıda bunların adlarını ( Yağıbasan oğlanları Muzaffer-ed-din Mahmud ve kardeşleri Zahr-ed-din ve Bedr-ed-din ) şeklinde yazarlar ve tezada düşerler. Doğrusu Yazıcı zadenin yukarıda yazdığı gibidir. Bedr-ed-din; Yağlbasan’ın değil Mahmud’un oğludur ve Selçukîlerden birisi ile evlenmiş Devlet hatundun kardeşidir. Bu Bedr-ed-din (Beramunî | diye şöhret yapmıştı.

İşte tetkik ettiğimiz mescidin bânisi Giyas-ed-din Keyhüsrev^in ikinci defa tahta çıkmasını temin etmek suretile büyük fedakârlık gösteren Yağı-basan oğullarından olan bu Mahmud’dur. Keyhüsrev ikinci defa tahta oturduktan üç sene sonra bu mescidi yaptırmıştı. Bu mescidin doğusunda aynı sokağın sonundaki HATUNÎYE MESCİDİNİ de bunun kızı Devlet Hatun yaptırmış ve sonra da kardeşi tarafından tamir ettirilmiştir.

Danişment oğlu Mahmud çok mütevazi bir adamdı. O başka yerlerde yaptığı hayır eserlerinde de bu mahviyeti göstermişti.

KAYSERİ‘de dedesinin yaptırdığı ULU CÂMİÎ de tamir ettirmişti.vakfiyelerinden öğreniyoruz. Bu hususta bir çok örnekler verilebilirse de biz burada bir kaçını sayacağız :

1 — KONYA’da 607 H. 1210 M. yılında yapılan kubbeli AKINCI MESCÎDÎ VE TÜRBESİ.

2 — 604 H. 1207 M. yılında yapılan Danişment oğlu MAHMUD MESCİDİ.

3 — KONYA’da 616 H. 1213 M. yılında yapılan HATUNİYE MES-CİDÎ.

4 — KONYA’da 676 H. 1219 M. yılında yapılan BAŞARA BEY MESCİDİ.

5 — KONYA’da 616 H. 1216 M. yılında yapıldığı anlaşılan Konyağı MES’UD ZADE MESCİDİ (Taşkapı çeşmesi üstünde)

6 — KAYSERİ’de ULU CÂMİ.

7 — KAYSERİ’de 607 H. 1210 M. yılında yapılan ATSIZ ELTİ CAMİİ. Bu Câmi 735 tarihindeki zelzeleden sonra tamir eden GÜLÜK ŞEMS-ED-DİN’in adını almıştı.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna - izle porno